Emine Çal'ın Kaleminden İran Gezi Notları 1

'Siz siz olun bir İranlıya, Arap'mısınız?' diye sormayın. Üç kadın olarak İran'a gitmeye karar verdiğimizde bize herkes, 'Aa üç kadın olarak İran'a nasıl gideceksiniz' diye soruldu ve kadınlar için hiçte güvenli olmadığı aklı verildi. Oysa çok güvenli bir ülke. Ben 20 yıl aradan sonra ikinci kez gitmiş oldum. Ve Türkiye'de çoğu insan Farsları (Persleri) Arap zannediyor. Tıpkı bazı Avrupalıların bizi Arap zannettiği gibi. Siz siz olun bir İranlıya siz Arap mısınız diye sormayın zira çok sinirleniyor ve Arapları sevmiyorlar. İran'a karayoluyla gittik. Ağrı - Doğu Beyazıt'tan bir dolmuşa bindik. Gürbulak sınır kapısından İran'a geçiş yaptık. Sınır kapısını geçer geçmez sizi taksiciler ve mobil dövizciler karşılıyor. Öyleki hepsi adeta üstünüze çullanıyorlar. Bize dolmuşta tanıştığımız, İran'dan sınır ticareti yapan Abdülrezzak bey yardımcı oldu. İran'ın sınır kasabası Bazergan'da paramızı bozdurduk ve bir taksi tutarak Maku şehrine hareket ettik. iran'ın resmi para birimi Riyal ama halk Tümen'i kullanıyor. Onların 100 bin Tümeni ( Yani Bir milyon Riyal) 50 TL ediyor. Paramız İran parasından değerliymiş diye kendinizi parası değerli Avrupalı turist gibi hissedebilirsiniz. Maku şehrinde telefonlarımıza İrancel kartı aldık ve 15-20 gün kullanımlık internet vs yüklettirdik. Adam başı 57 bin Tümen (25-26 TL) MAKU: Küçük bir Türk şehri. Halkı Bayat boyundan. Buraya bağlı Sofu köyünde ise ağaç kutsal sayılıyor. İlkbahar gelince Sofu köyü Türkmenleri (Türkleri) ağaç dallarına çaput bağlayıp kurban kesiyorlarmış. Burada işlerimiz için eyleştikten sonra K(Hoy) şehrine hareket ettik. KHOY: Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim 'Çaldıran' savaşını bu şehrin kuzey batısında Çaldıran ovasında yaptılar. Bu şehirde Türkler ve Kürtler ağırlıklı nüfusu teşkil ediyorlar. URUMİYE: Ve konaklamamızı bu şehirde yaptık. Urumiye'de Kürtler/ Süryaniler/Türkler ve biraz de Ermeni nüfus bulunuyor. Burada yaşayan Türklerin Giresunlu (Kiresunlu) Çepni Türkmenleri olduğu kanaati hakim. Çünkü bizim Karadeniz ağzıyla Türkçe konuşuyorlar. Celayesun/Cideyesun (...) Kendinizi Trabzon'da hissedebilirsiniz! Küçük bir şehir ama gayet hoş ve güzel. İnsanları çok cana yakındı ve hele de Türk olduğunuzu söylediğiniz de daha bir itibar görüyorsunuz. Burada Sahel otelinde 300 bin Tümene konakladık. Şoförümüze bu kadar yol ve duraklama için anlaştığımız 250 bin olan ücreti 300 bin Tümen olarak ödedik. Bu şehirde Süryani kiliselerini, çarşı pazarı, doğal dengesi bozulmuş/kurumuş Urumiye gölünü gezdik. İran'ın Güney Azerbaycan bölgesinde sanki ülkenizdeymiş gibi hissedebilirsiriz. Gösterilen ilgi ve sevgi insanı duygulandırıyor. NOT: İran'a gidecek gezginler mutlaka 'snapp' uygulamasını indirsinlet. Çok dürüst çalışıyorlar. Sarı taksilerde, taksimetre yok fiyatı tutturabildiklerine ve kazıklamaya çok meyilliler. Oteller: Yerli halka ve turiste ayrı fiyat uyguluyorlar. İran'ın 3 yıldızlı bazı otelleri Türkiye'de bir yıldız bile alamaz. Kahvaltıları bizimki gibi zengin değil. Oldukça vasat. Yıldızı yüksek olanlarda biraz daha iyi. Oysa memleketlerinde akla gelebilecek her türlü sebze ve meyve yetişiyor. İran gezi notları 2-Tebriz-Türklerin şehri- Aşure günü, Hz Hüseyin'e - Kerbela- yas törenleri

Bakmadan Geçme