Erdoğan Erbakan'la Aynı Kaderi Paylaşır Mı?

Ahmet Davutoğlu, Haziran'ın son günü Elazığ'da yaptığı konuşmada, milli görüş geleneğinde merhum Erbakan'ı bile alaşağı edip, Erdoğan'a iktidar yolunu açan rahatsızlığın sloganı haline gelen somut bir mesaj verdi. Güçlü bir hatip olmasına rağmen Davutoğlu'nun konuşma metni içine monte edilen slogan, her ne kadar sakil dursa da üzerinde çok düşünülmüş. O mesaj, Davutoğlu ekibi tarafından Erdoğan'a çekilen ilk elense niteliğindeydi. Türk medyasında çok öne çıkmasa da Elazığ konuşmasında satır arasına gizlenen, "Devlet işleriyle aile yapısı kesinlikle ayrılmalıdır. Birinci dereceden akraba olmamalıdır" cümlesi, çeyrek asırdır Milli Görüş geleneğinin çatısındaki kavganın değişmeyen parolası niteliği taşıyor. *** Türkiye Büyük Millet meclisi kulisinde merhum Erbakan'ın Genel Başkanlığındaki Refah Partisi'nin basına kapalı grup toplantısının bitmesini beklerken, ilk çıkan dönemin Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak oldu. Onunla kuliste çaylı sohbetimiz devam ederken grup toplantısından ikinci çıkan Manisa Milletvekili Bülent Arınç, yanımıza oturduğunda barut fıçısı gibiydi. Toplantıda Erbakan'la söz düellosuna girmiş ve salondan kovulmuştu. Bir çay içimi süresince yanımızda kalmış fakat ne Kemal Albayrak'la ne benimle tek satır muhabbet etmeden merhum Erbakan'a saydırmıştı. Manisa'nın ılımlı siyasetçisini hiç bu kadar öfkeli görmemiştim. Partinin aile şirketi haline getirilmesinden tutun, Erbakan'ın gözdesi üst düzey bazı yöneticilerin kız alıp kız vererek "içli dışlı akraba olduklarını" ilk kez orada Arınç'tan duymuştum. Refah Partisi'nin kapatılıp, Erbakan'ın siyasi yasaklı olmasından sonra Fazilet Partisi'nde su yüzüne çıkan Yenilikçi Hareket'in genel merkez yönetiminin aleyhinde kullandığı en önemli argüman, "Partinin aile şirketi haline getirilmesi" iddiasıydı. Milli Görüş geleneğindeki ilk büyük çatlak olan ve öncülüğünü Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı "Yenilikçi Haraket"in parti içindeki diğer adı da "Troyka" idi! Troyka ,parti tabanında ve delege bazında, Milli Görüş'ü yöneten üst düzey isimlerin akrabalık ilişkilerini öne çıkartıp, stratejilerini bu tez üzerine kuruyordu. Abdullah Gül'ün Recai Kutan karşısında çok az bir farkla yarışı kaybetmesine rağmen maya tutmuştu. Davutoğlu'nun Elazığ konuşmasından anlaşılan o ki, şimdi aynı argüman Erdoğan'ın aleyhine kullanılacak. Tabi hedef tahtasına da damat Berat Albayrak konulacak. Tıpkı Erdoğan'ın bir dönem merhum Erbakan'ın Almanya'daki kardeşi Akgün Erbakan'ın kızı ile evli olan aslen Mısırlı damat İbrahim El Zayed'i hedefe koyması gibi...(Kaynak: Recep Tayyip Erdoğan Bir Dönüşüm Öyküsü; Ruşen Çakır- Fehmi Çalmuk) Yani Erdoğan, Erbakan'ı vurduğu silahla vurulacak. *** Erdoğan'a karşı aynı strateji mi izlenecek? Fazilet Partisi'nde yönetime başkaldıran Yenilikçi Hareket, Mayıs 2000'deki kongreye giderken şu anda Erdoğan karşısında olduğu gibi tam bir birlik ve bütünlük tablosu sergilemiyordu. Erdoğan, siyasi yasağı nedeni ile Ankara'ya mesafeli görünse de Süleymancılar, onun gelecekteki liderliği için Meclis'te milletvekilleri üzerinde yoğun bir baskı uyguluyordu. Abdullah Gül ile Bülent Arınç da aralarındaki gizli mutabakat gereği kongre tarihine kadar Recai Kutan'ın karşısında iki ayrı rakip görüntüsü verdi. Gizli mutabakat gereği Arınç son anda Gül lehine adaylıktan çekilecekti. Öyle de yaptı. Troyka, o kongrenin ardından yeni parti kurma çalışmalarına hız verirken Abdullah Gül, Ankara'da ilk adı SETAV olan şimdilerde SETA olarak gündemde olan vakfı kurdu. Başbakan olunca yerine vekaleten Ahmet Davutoğlu'nu bıraktı. Davutoğlu da Dışişleri Bakanı olunca yerini İbrahim Kalın'a bıraktı ve silsile devam etti. Özetle Ak Parti'den ayrılıp iki farklı parti kuracakları iddia edilen aktörlerin, kritik bir noktada birleşme ihtimallerini gözardı etmemek gerekir.

Bakmadan Geçme