Esnafın Başı Sığınmacıyla Dertte
Dünya Esnaf ve Sanatkârlar Derneği ve Ahi Enstitüsü'nün düzenlediği 'Türkiye'de Üretimin Arttırılmasında Esnaf ve Sanatkarlık Yapan Geçici Koruma Statüsündeki Sığınmacıların Rolü' adlı çevrimiçi toplantıda, gazeteci, yazar Fehmi Çalmuk'un moderatörlüğünde esnaf başkanları www.esnafhabertv.com 'a önemli açıklamalarda bulundu. Toplantı, Türkiye Kasaplar Besiciler Et ve Et Ürünleri Federasyonu Genel Başkanı Osman Yardımcı, Tüm Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Serkan Bakırtaş, İstanbul Bilumum Madeni Eşya Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Genel Başkanı Cevher Kartal ve Gaziantep Ayakkabıcılar Esnaf ve Sanatkârlar Odası Denetleme Kurulu Başkanı Mehmet Akif Erbalcı'nın katılımlarıyla gerçekleşti.
Sığınmacılar kira fiyatlarında artışa mı sebep oldu?
Sözlerine esnafın sığınmacılar dolayısıyla yaşadığı sıkıntıları belirterek başlayan Türkiye Kasaplar Besiciler Et ve Et Ürünleri Federasyonu Genel Başkanı Osman Yardımcı: ‘'Türkiye de ki esnafımızın yerine bir esnaf dışardan eklendiği zaman bu bizim esnafımıza rekabetçi olur. İstihdam sağlamıyor, bugün tabi, dışardan siz sığınmacı diyorsunuz. Gelen arkadaşlar buraya gelip de bizim işleri yaparsa bu iş alanımız daralıyor bu sefer onlarla pastayı bölüşmüş oluyoruz. Bugün belli ilerimizde mesela Adana'da bir sürü dükkanlar devredildi. Bunlar dışardan gelen arkadaşlar açtı. Bugün kira 3 bin lira, 2 bin lira kira iken adamlar 10 bin liraya kiralık tuttular. Yani bu dışardan geldiğini bize istihdam bize belki mülk sahibine sağladı ama bizim esnafımızı da ona göre eksiltti. Bizim esnaf bıraktı işini çünkü onlar gelenler bu işleri yapanlar tabi paralı kesimler.'' Dedi.
‘'Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye gibi rahat iş yeri açamaz''
Sığınmacıların dükkanları ederinden 2 kat fazla kiraya tuttuklarını bu yüzden bütün piyasayı etkilediklerini söyleyen Yardımcı: ‘'Yanındaki esnaf da o kirayı veremiyor bırakıp gidiyor. Bunun bir istihdam sağladığı yok. Biz kasap varyantı için de söylüyoruz. Bugün Adana'da, bugün Kilis'te, bugün Urfa'da buralarda en çok bu işlere zarar verenler bu sığınmacılar, memleketini bırakıp gelenler. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye gibi rahat iş yeri açamaz ve bunlara hiçbir evrak da sorulmuyor. Şimdi biz Avrupa'ya gidelim bir dükkan açalım, 50 dereden su getirirler değil mi? Ama Türkiye de o yok.'' Dedi. Sözlerine sığınmacıların istihdam yapmadığını belirterek devam eden Yardımcı, istihdamın aksine mesleklerin daraltıldığını, rakip çıkartıldığını, sığınmacıların odalara kayıt olmayıp, ruhsat bile almadıklarını bu yüzden kendi vatandaşımıza göre daha çok rahata ve imkana sahip olduklarını, bunun aslında istihdam olmadığını dile getirdi.
Sığınmacılar dengeleri bozdu
Bugün çalıştıracak kalifiye eleman bulmakta zorlandıklarını, üniversite mezunlarının bile boşta gezdiğini ancak kasap ustası bulamadıklarını, sığınmacıların rahatça iş yeri açtıklarını piyasaya ortak olarak dengeleri bozduğunu, ancak kendilerinin sığınmacı çalıştırmasına da izin verilmediğini ve devletten beklentilerinin şartların eşitlenmesi olduğunu belirten Yardımcı: ‘'Bugün bende 45 tane personel var. Ben 10 tanesini belki onlardan alıp çalıştırırım ama devletin buna müsaade etmesi gerek. Bunu biz araştırdık, çalıştıramıyoruz. Çalıştıramadığında bu sefer kendi imkânlarından elde edeceğin verimi elde edemiyorsun ama bunlarda senin pastanın bir bölümüne ortak. Ne vergisi var, ne algısı var, ne KDV si var ama öbür tarafta çalışan biri asgari ücretli veya sigortalı bunlar gibi serbest çalışıp da parayı direkt almıyor. Onun için biz eşit şartlarda görüşelim, bize düşen görev ne ise yaparız. Sığınmacıları da dışarı atalım dersen o da olmayacağına göre bizim yapacağımız kayıt dışını önlememiz gerek. Bugün işçi çalıştıracaksak devlet kanalıyla onları da çalıştıralım, önemli değil. İş verelim. Bu gelmiş olağan bir şey şimdi ben bunları istemiyorum atın dışarı deme lüksüne de sahip değiliz.'' Şeklinde konuştu.
Youtube Kanalımızı Takip Etmek İçin Tıklayın
‘'Kendilerinden alıyor, kendilerine veriyorlar''
Suriyelilerin çok tutucu olduklarını söyleyen Yardımcı: ‘'Bizimkiler yardım olsun diye, gidip onlardan alışveriş eder ama onlar gelip bizden alışveriş etmez. Bugün Kilis'te Adana'da Urfa'da buralarda belli kısımları mahalleleri gibi yapmışlar ve orda da sığınmacı en çok olan yerde kendi kasaplarından bakkalından manavından alışveriş ediyorlar. Bir lira da olsa beş lira da olsa oradan alışveriş ediyorlar bu istihdam değil. Bana bir faydası yok kendilerine var. Bizden alışveriş yapmıyor, ‘büyük bir istihdam sağlıyoruz' yok öyle bir şey. Kendilerinden alıyor kendilerine veriyorlar.'' Dedi.
Afganlar güzel çalışıyor ancak devlet müsaade etmiyor
Şu an Rus Ukraynalı ve Suriyelilerin ülkemizde bulunduğunu ancak bir gün gidebileceklerini söyleyen Yardımcı: ‘'Bir de madalyonun bu yüzüne bakalım. Parayla geldikleri gibi bunlar yarın gittiği zaman zarar mı, değil mi, zarar. Yarın öbür gün Rus da gidecek Ukraynalı da gidecek. Belki Suriyeli de gidecek. Şimdi birde Afgan var. Türkiye'de şu anda bir de Afganlar çıktı hem güzel de çalışıyorlar ama devlet bunlara müsaade vermiyor. O zaman versin müsaade biz de çalıştıralım yanlış mı?'' Şeklinde konuştu.
‘'Meyvesi çamura düştü diye ağaca kızmaktan çok bunları ülke ekonomisine ve toplumumuza nasıl kazandırırız diye konuşmalıyız''
Gaziantep'in bulunduğu bölge dolayısıyla sığınmacıların, geçici koruma altındakilerin ve sonradan vatandaşlık alanların yaşadığı en yoğun bölgelerden biri olduğunu söyleyen Gaziantep Ayakkabıcılar Esnaf ve Sanatkârlar Odası Denetleme Kurulu Başkanı Mehmet Akif Erbalcı, ayakkabı sektörünün çok ciddi iş gücü barındırdığını ve Suriyelilerin de üretim ve ihracat yaparak ekonomiye katkı sağladıklarını söyledi. Gaziantep'te önceden erkek ayakkabısı üretiminin çok olduğunu ancak şimdi kadın ayakkabısı üretiminin de önemli noktaya geldiğini söyleyen Erbalcı: ‘'Şimdi bu insanlar öyle veya böyle bir mesleki tecrübe ile geldiler. Bu getirdikleri mesleki tecrübe ve getirdikleri sermayeyle birlikte bu ülke de ki üretim kapasitesini kısmı olarak arttırmış oldular. Yani meyvesi çamura düştü diye ağaca kızmaktan çok bunları ülke ekonomisine ve toplumumuza nasıl kazandırırız diye konuşmalıyız. Şimdi Türkiye'nin, dünyanın birçok ülkesine burada çalışan ve üretim yapan Suriyeli meslektaşlarımız ihracat yapıyorlar. Bunun yanında ülke içerisinde de birçok noktaya satış yapıyorlar ama burada rekabet gücünü sınırlayacak, rekabet gücünü belli bir noktaya getirecek platformlar oluşturmak lazım.'' Dedi.
En büyük problem Made in Türkiye yazmaları
Valilik, SGK ve Maliye Bakanlığı tarafından denetlemelerin yapıldığını ancak bunların yeterli olmadığını söyleyen Erbalcı, tamamen kayıt dışı bir kitlenin olmadığını, belli bir kitlenin kayıt altına girdiğini belirterek: ‘'Çalıştırdıkları kendi bünyelerinde olan, kendi uhdelerinde olan, geçici koruma altında olanlar bile burada SGK'ya kaydettirerek devletin en azından katma değer kaybını veya prim kaybının önüne geçmeye çalışıyoruz. Bu konu da sivil kurul örgütlerimiz de devletin bürokratik kesimi ve odamızla beraber bunu dönem dönem gündeme getiriyoruz ve denetliyoruz, denetlemeye çalışıyoruz. Resmi rakam sürekli güncel olarak değişmekte ama Zeytin Dalı operasyonu bölgesinde yapılan ticari bölgelerinin ve imalat sahalarının buradan belli bir durumu en azından üretimlerinin belli bir tarafını oraya taşıyarak teşvik edilmesi güzel. Bizim en büyük problemimiz burada en şok yaşadığımız problem bu insanlar ürettikleri ürünlere menşei olarak Made in Türkiye vuruyorlar. Ürettikleri ürünün kalite standartları bizim Türkiye standartlarına uygun olmadığı zaman buradaki ürün menşeinden dolayı bizim adımızı lekeliyor.'' Dedi.
Youtube Kanalımızı Takip Etmek İçin Tıklayın
Gaziantep'teki Suriyelilerin piyasada kendilerinden pay aldığını ancak dünyanın farklı yerlerinden, kendilerinin ulaşamadığı yerlerden müşteri getirdiklerini de belirten Erbalcı, yakın zamanda Gaziantep'te yapılan ayakkabı fuarına da ciddi anlamda yurt dışından müşteri geldiğini, eksilerin olduğu gibi artıların da olduğunu belirtti.
630 üyenin 100'ü sığınmacı, 125'i de Türkmen
Gaziantep Ayakkabıcılar Odasına bağlı olarak şu anda 630 aktif üyeleri olduğunu ve bunların %85'inin ayakkabı imalatı yaptığını, geriye kalan kısmın da tamir ve ara malzeme ticareti yaptığını söyleyen Erbalcı: ''630 tane üyemizin şu anda 100 tanesi geçici koruma altında bulunan sığınmacılar. 100-125 kadarı da kökten, aileden Türkmen olmasından, buradaki akrabalıklarını ispat ettiklerinden dolayı vatandaş konumunda. Bunlar kayıt altında olan, maliyede vergi mükellefi olan, SGK da kaydı olan, sigortalı işçi çalıştıran, odamıza kayıtlı olan, işyeri açma ruhsatı olan fiziki olarak aktif üye sayısı.'' Açıklamalarında bulundu.
56'ya yakın mahallede Suriyelilerin ikamet alması engellendi
İkameti başka şehirlerde olup Gaziantep'te çalışanlar için de ciddi çalışmalar olduğunu söyleyen Erbalcı: ‘'Asayiş uygulamalarında, GBT uygulamalarında bile buraya düşenlerde ciddi anlamda bir denetim var ve yakaladıklarını taşıyorlar. Bunun yanında Antep'te tamamı Suriyelilerin eline geçmek üzere olan mahalleler vardı, bu mahalleler tespit edildi. Şimdi 56'ya yakın Antep'te bildiğim mahalleye Suriyelerin ikamet almasının önüne geçildi. Yani oradaki popülasyonun daha fazla Suriyeli veya geçici koruma adındakilerin eline geçmemesi için buralara şu anda normal ikamet yeri Antep de olsa o mahalleye gidip ev kiralayarak ikametgaha giremiyorlar ve bulundukları ikamette, ikamet etmiyorlarsa da şehir tutsa bile bunlara da yine çok hareket alanları verilmiyor yani bu konuda Antep valiliği uygulaması oldukça iyi.
Türkiye bu göç akımına hazırlıksız yakalandı
Suriye'den ülkemize göçen vatandaşların bir sorumluluk nedeniyle ülkemize göç ettiklerini ve burada da kendilerine yeni bir yaşam ortamı kurmak için çaba gösterdiklerini söyleyen Madeni Eşya Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Cevher Kartal, lakin Türkiye'nin bu göç akımına son derece hazırlıksız yakalandığını ve özellikle sanayi sektörünün içerisine birdenbire bu kadar çok sayıda insanın girmesi ile farklı bir ortam oluştuğunu belirtti. Kartal: “Ülkemize göç edenlerin büyük bir bölümü savaştan kaçtıklarını söylerken bir bölümü de savaş bitmesine rağmen oradaki şartların bir ölçüde normale dönmesine rağmen teşvikleri ile ülkemize daha çok sayıda insan gelmeye başladı. Tanınan birtakım ayrıcalıklardan toleransla desteklerden yararlanmak adına daha da çok insan sürekli olarak ülkemize gelmektedir” diye konuştu.
Kayıt dışı çalışanlarla ilgili 2 ayda 600 binden fazla başvuru geldi
Kayıt dışı çalışmaya da değinen Kartal, bununla alakalı da bir proje üzerinde çalışmalar yaptıklarını söyleyerek proje detaylarını şu şekilde anlattı: “Geçici koruma altındaki Suriyeliler ve Türk vatandaşları için insana yakışan iş fırsatlarının desteklenmesi için bir proje bu. Bunun amacı İstanbul ilinde diğer 10 ilde konudaki proje yönetenler tarafından sürdürülüyor. Kayıt dışı çalışan Suriyelilerin kayıt altına alınması ayrıca kayıt dışı çalışan iş yerleri Suriyeli ve Türk işlemlerini kayıt altına alınması için yürütülen bir proje. Biz bunun için proje kapsamında birliğimizde bir ofis oluşturduk. Burada Arapçaya hakim elemanlar istihdam ettik. Bu vesileyle işyerlerini tarayarak burada çalışan kayıt dışı çalışan, kayıt dışı iş yeri açmış olan işyerlerinin tespitlerini yapmaya çalışıyoruz. Çok fazla talep oldu ve iki aylık sürede 600 bini aşkın başvuru aldık” dedi.
Kayıt dışı çalışan işçi ve iş yerlerini kayıt altına aldırmak için eğitim ve destek veriliyor
Kayıt dışı olarak çalışan sığınmacıların kayıt altına alınması için destek verdiklerini, çalışma izinleriyle ilgili masrafları ve işlemleri proje kapsamında yaptıklarını belirten Kartal: ‘'Kayıt dışı çalışan işyerleri varsa bunları kayıt altına alınması ile ilgili oda kayıtları, ruhsat harçlarının verilmesi gibi destekleri veriyoruz ayrıca kayıt altına aldıkları işçiler içinde 6 ay süre ile sigorta desteği veriyoruz. Dolayısıyla bu konuda yapılması gereken işlemlerle ilgili hem çalışan hem de çalıştıran için birtakım avantajlar var bunları da kendilerine sunuyoruz. Bunun dışında elemanlarımız bir hafta süre ile Ankara'daki merkezinde eğitime tabi tutuldular ve gittikleri her yerde hem çalışanlar için hem işverenler için çeşitli konularda danışmanlık hizmetleri veriyorlar. Krediye ulaşma konusunda, yasal bir takım işyeri açma konusunda, onun dışında işçi çalıştırma ile ilgili işçi sağlığı, iş güvenliği konularında ve buna benzer işyerinin gerektirdiği tüm ihtiyaçlarla ilgili yasal sorunları konusunda kendilerini aydınlatıyoruz.'' Açıklamalarını yaptı ve geçici koruma altındaki göçmenlere iş eğitimi verme çalışmalarının da olduğunu belirtti.
Göçler sebebiyle ortalık karışmış durumda
Ülkemize sadece Suriye'den değil dünyanın birçok yandan göç olduğunu belirten Kartal: ‘'Dünyanın her yerinden insanlar Türki Cumhuriyetlerden, Afrika'dan, özellikle insanlar sanayinin, iş hayatının iyi olmadığı dönemlerde hayal kurma çabası içerisindeler dolayısıyla ortalık karışmış durumda. Bu hem iş piyasalarında hizmet sektöründe imalat sektöründe hem de sosyal hayatımızda çok önemli değişiklikler meydana getirdi. Şimdi dolaştığımız yerlerin büyük bölümünde bize başvuranların büyük bölümünde Türk vatandaşı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bunlarda artık Türkiye milletinin vatandaşı olarak ülkemiz içerisinde kendileri yerleşmiş olarak ileriye dönük hayat kurma çabası içindeler.
1,5 milyon kişinin çalıştığı sektörde çalışanların çoğu yabancı uyruklu
Tüm Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Serkan Bakırtaş bünyelerinde 12 tane branş derneklerinin olduğunu ve bu çerçevede yaklaşık 1,5 milyon kişinin otomotiv satış sonrası sektöründe çalıştığından bahsetti. Oto yıkama başta olmak üzere servislerde ve diğer alanlarda çalışanların çok ciddi bir kısmının Suriyeli ve yabancı uyruklu çalışanlar olduğunu söyledi. Bu alanlarda kalifiye eleman sıkıntısı olduğunu ve bunu çözmek için 81 ildeki yetkili servislere iş başında iş öğreterek, meslek liselerinde ve Milli Eğitim Bakanlığıyla ortak çalışma yaparak bu sıkıntıyı çözmeye çalıştıklarını belirtti. Bakıştaş: ‘'Tabii ki kariyer anlamında da bu sanatı öğretmek anlamında da üzerimize çok görevler düşüyor. Gerek ilgili bakanlıklarla yürüttüğümüz çalışmalar var. Gerek de burada 1. konu eğitim, 2. konu aslında belgelendirme, 3. konu da istihdam. 3 tane başlık çıkıyor önümüze ve yine dediğim gibi en önemli noktada yabancı uyruklular.'' Dedi.
‘'Bir oto yıkama esnafı 20 tane, 10 tane oto yıkamacı çalıştırdığında bunun 5'i Suriyeli mi olacak, o zaman bu yasal olsun''
Madem yabancı uyruklular çalışıyor o zaman bunun yasal prosedürü neyse bu yasal prosedürlerin uygulanması gerekiyor. Bir oto yıkama esnafı 20 tane, 10 tane oto yıkamacı çalıştırdığında bunun 5'i Suriyeli mi olacak, olsun o zaman bu yasal olsun. Yani bu taraftayız biz. Üzerimize düşen tüm çalışmaları yapmaya biz iş birliklerine de hazırız. Dolayısıyla her geçen gün ülkemizde neredeyse bir milyon araç artıyor. Bugün 26 milyon aracı konuşuyoruz. Bundan 5-10 yıl sonra 40 milyon aracı konuşacağız. İhtiyaçtan dolayı peki çalışan sayısı artacak mı? Artması gerekecek. İhtiyaç artacak mı? Artacak. Bu ihtiyaçtan doğan mesleklerinde yayılması ve insanların bu alanlara teşvik edilmesi gerekiyor.