Esnafını ayakta tutamayan devletler pandeminin kaybedeni
CHP'li Öztrak: Esnafları normalleşme sürecine 'iyimserlikle' başlatmak için, can suyu vermek için, diğer ülkeler paket üstüne paket açıklıyor. Herkes şunun farkında esnafını ayakta tutamayan devletler, salgında savaşı kaybeden devletler olacak. Bizde esnaflarımızın doğrudan desteğe ihtiyacı var.
Eski Hazine Müsteşarlarından CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Esnafları normalleşme sürecine “iyimserlikle” başlatmak için, can suyu vermek için, diğer ülkeler paket üstüne paket açıklıyor. Herkes şunun farkında esnafını ayakta tutamayan devletler, salgında savaşı kaybeden devletler olacak. Bizde esnaflarımızın doğrudan desteğe ihtiyacı var." dedi.
Parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Öztrak'ın gündemine yine ağırlıkı olarak ekonomi ve ticaret hayatı vardı.
Türkiye ekonomisinin yüzde 1,8 büyüdüğünün ifade edildiği 2020 yılında, milli gelirin 44 milyar dolar azaldığına, çalışanların sayısının ise 1,3 milyon kişi düştüğüne dikkat çeken Öztrak, “Bu nasıl bir büyümeyse, milleti işinden ediyor. AK Parti hükümetleri Türkiye'yi, ‘Milleti işinden eden büyüme' ile tanıştırdı” diye konuştu.
Karadeniz'de doğal gaz müjdesinden bu yana doğal gaza zam geliyor
Öztrak şunları kaydetti:
“Erdoğan şahsım hükümeti, hem kibir sarhoşu, hem de metal yorgunu… Ülkemiz iç içe geçmiş krizlerden oluşan büyük bir buhranın içinde savrulup duruyor. Ülke yönetilmiyor, patinaj yapıyor. Esnaf, çiftçi, emekçi, emekli, işveren... Bütün bir millet ızrar halinde. Ama Saray'ın keyfi yerinde… Milletin feryatları saraydan duyulmuyor. Bugün de yılbaşından bu yana doğalgaza üçüncü zam geldi. “Karadeniz'de doğalgaz bulundu” müjdesini verdiler o günden bu yana doğalgaz zamları otomatiğe bağlandı. Dolar kuru gevşiyor ona rağmen doğalgaza zam yağmuru devam ediyor.
Daha bir hafta önce Milli Eğitim Bakanı, ilkokullar ile 8 ve 12. sınıflarda yüz yüze eğitimin 1 Mart'ta, yani bugün başlayacağını söylemişti. Ne olduysa oldu dün o da, Sağlık Bakanı gibi özür diledi. Bazı illerde vaka artları yaşandığı için yeniden değerlendirme ihtiyacı doğduğunu ifade etti. Sayın Bakan bu iş çocuk oyuncağı mı? Maç oynanırken ikide birde kural değiştiriyorsunuz. Çocukların kafalarını karıştırıyorsunuz buna ne hakkınız var? Ben soruyorum, aileler kendilerini nasıl ayarlayacaklar çocuklarını okula bırakıp okuldan almak için? Öğretmenler, okullar ne yapacaklar? Peki okulların açılacağına göre hazırlık yapan, gerekli malzemeyi alan esnafın hali ne olacak? “Bugün öyle, yarın böyle” diyerek, tutarsız politikalarla eğitim sistemini de, ekonomiyi de yönetemezsiniz. Okulların açılışı için önce tarih verip, sonra neden erteliyorsunuz? Cumartesi, Pazar toplantı yapsaydınız. Çocukların, gençlerin hayatı, bu ülkenin bir nesli söz konusu… Ama siz; “Bir açtık, bir kapadık, bir öyle, bir böyle” deyip, sürekli patinaj yapıyor, ülkenin geleceğine takoz oluyorsunuz. Devlet böyle mi yönetilir? İşte bizim “Devlet krizi” dediğimizde tam da budur.
Bu hafta sonu İngiltere normalleşme planını açıkladı. Ailelerin gönlünü ferah tutmak için gereken her türlü tedbiri almışlar. Hızlı test kitleriyle ortaokul ve kolej öğrencilerine, ailelerine haftada iki kez test yapılacak. Ailelere bu test kitleri ücretsiz dağıtılacak. Millete beş maskeyi dağıtamayan Erdoğan Şahsım Hükümetinin, böyle bir hazırlığı var mı? Ne gezer. Bu salgında Erdoğan'ın Şahsım Hükümeti, sadece yavrularımızı, gençlerimizi ve aileleri perişan etmedi. Esnaflarımızı, işçilerimizi, işsizlerimizi de perişan etti. Bizim de içinde olduğumuz, Gelişen ve Orta Gelirli Ülkelerin, vatandaşlarına salgında verdiği doğrudan gelir desteğini, Erdoğan'ın Şahsım Hükümeti bizim milletimize veremedi. Verebilselerdi doğrudan destek tutarı 176 milyar lira olacaktı. Oysa şimdiye kadar vere vere sadece 53 milyar lira verdiler. Bunun da büyük kısmı işçinin kumbarası kırılarak İşsizlik Sigortası Fonu'ndan verildi. Meksika ile beraber vatandaşlarına, en az destek veren hükümet bizde.”
Dünya salgında paket üstüne paket açıklıyor
“Şimdi dünyada hükümetler, normalleşme süreçlerine başlarken, işyerlerini, çalışanlarını yeni döneme hazırlayacak yeni destek paketlerini açıklamaya başladılar. ABD, 1,9 trilyon dolarlık yani bugün açıkladıkları bizim gayrisafi yurtiçi hasılamızın neredeyse üç katı kadar devasa bir teşvik paketini onayladı. Yine normalleşme planını açıklayan İngiltere, alışveriş mağazaları, barlar, restoranlar, berber ve kuaförler için, 5 milyar Pound büyüklüğünde yeni bir hibe destek paketini açıkladı. Esnafları normalleşme sürecine “iyimserlikle” başlatmak için, can suyu vermek için, diğer ülkeler paket üstüne paket açıklıyor. Herkes şunun farkında esnafını ayakta tutamayan devletler, salgında savaşı kaybeden devletler olacak. Bizde esnaflarımızın doğrudan desteğe ihtiyacı var.”
Saray sesini duymuyor esnaf kardeşim
“Borç gırtlağı aşmış, faiz altında esnaflarımız inim inim inliyor. Esnaflarımız, “Bugün dükkân açsak, iki yıl borçları ödemeye çalışırız” diyorlar. Trabzon'da bir esnafımız kapısına, “Namuslu bir şekilde battık, devren satılık” diye ilan asıyor. Aynı esnaf devletten “bir lira destek almadığını” söylüyor. Birde ekliyor: “Hani her esnafımızın ardında, Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi olacaktı? Lebaleb batırdınız bizi…” Kayserili esnaf dükkânlarına afiş asıyor: “Nefes alamıyoruz, sesimizi duyan var mı?” diyor. Erdoğan'ın şahsım hükümetinde, esnafın sesini duyan yok, Kayserili esnaf kardeşim… Şehrinizin AK Partili vekillerine göre milletin hiç sıkıntısı yok. Bir milletvekili; “Bizi eleştirenler, altı ayda bir cep telefonu, iki yılda bir araba değiştiriyor. Artık asgari ücretlinin arabası var” diyor. Diğeri de çıkmış, “Hayat standardı çok yükseldi. Artık ev, araba almak zor değil” buyuruyor. Bir başka Kayserili hemşeriniz, AK Parti Yerel Yönetimler Başkanı, seçmenlerin sesini duymak yerine, seçmenlere beddua okuyor. AK Parti'nin Tanıtım ve Medya Başkanı da: “Bizi mahvettiniz” diyen çiftçiye, “Pahalı cep telefonu kullanıyorsun” diye hesap soruyor. Çiftçi tarım aletini hurdaya satıp Ankara'ya gelmeye çalışıyor, yolunu kesip başkente sokmuyorlar. Tarım Bakanı, “Çiftçi rekor gelir elde ediyor.” diyebiliyor. İnsanlar, yokluktan, yoksulluktan canına kıyıyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanı; “Türkiye'de yoksulluk bitti” diyebiliyor.”
Milletle irtibatları tamamen koptu
“Saray; “Açım” diye bağıran vatandaşı duymazdan gelirse, eve ekmek götüremeyen esnafa “abartıyorsun” deyip kafasına bir paket çay atarsa, çöpten, pazar artıklarından rızık toplayan aç yurttaşlarımızın fotoğraflarına mizansen, kurgu derse, Saray gazeteleri, “Marketten nasıl alışveriş yapılmaz” diye manşet atarsa, devletin televizyonu, “Çöpten yemek nasıl toplanır” diye program yaparsa, devletin ajansı, bu ülkenin esnafı inim inim inlerken, Japon esnaflarının dertlerini haber yaparsa… Bu hükümetin, milletimizle irtibatı artık tamamen kopmuş demektir. Ama artık midenin gurultusu, Saray'ın gürültüsüne galip geliyor. Esnaflarımızın çığlığı, Sarayın “organize çığırtkanlığını” bastırıyor. Sokağın gerçekleri ile Sarayın söyledikleri arasındaki makas, her gün daha da açılıyor.”