Fehmi Çalmuk Yazıyor...Erbakan'ın Yanına Ajan mı Koydular?
Yazarımız Fehmi Çalmuk kaleme aldığı "Gladyo'nun İslamcıları" analizle merhum Başbakan Necmettin Erbakan ile ilgili bugüne kadar bilinmeyenleri gündeme getirdi. Çalmuk'un yazısına göre Necmettin Erbakan yıllarca yanına sokulmaya çalışan istihbarat ajanlarıyla mücadele etti:
Erbakan Gladyo'nun Oyununu Kime Bozdurdu ?
Merhum Necmettin Erbakan Hocamın yanı başına da istihbarat elemanları yerleştirilmişti. İsmini vermeyeyim de bir tarikat şeyhi o kadar ileri gitmişti koltukta otururken cübbesinin içine sakladığı ses kayıt cihazıyla Erbakan'a hocama sorduğu derin ve çetrefilli soruların cevaplarını kayıt ediyordu. Şeyhin daha sonra İngiliz gizli servisi MI6 adına bu işi yaptığı ortaya çıkmıştı. Gerçekten karanlıkta siyah ipliği beyaz iplikten ayıracak basirete sahip Erbakan hocam yanı başında duran iç istihbarat, yanına sokulan dış istihbarat adamlarını bilmiyor muydu? Kendisine yönelik 1978'de yapılan MSP kongresi darbesinin başına çeken isimleri “Onlar başka mafsalların adamları” diye yorumlamıştı. Ya yanındaki istihbarat elemanları? Yolunu aydınlatan Mehmet Zahid Kotku ve Sami Ramazanoğlu hoca efendilere de aynı soruyu yönelttiklerini hatırlatarak şunları söylemişti: “Biz elbette onları biliyoruz. Şimdi bunu aşikar etsek, fark ettiğimizi hissettirsek istihbarat servisleri onları alıp başka isimleri verecek. Onları fark edene kadar tedbir alana kadar zaman geçecek.” Erbakan'a CIA, MOSSAD, MI6, BND elamanlarını kendi ülke kimlikleri ile değil ya kendi adlarına çalışan iş adamları, sanatçılar, gazeteciler veya dini cemaatlerin içine yerleştirilmiş Türkiye'de itibar görmüş din adamlarını gönderirdiler. Ali Rıza Bozkurt'u hatırlar mısınız? “Müthiş Türk” lakaplı Bozkurt Refahyol zamanında RP genel merkezinde gizlice Erbakan hoca ile görüşmüştü. Parti içinden istihbarat elemanları tarafından sızdırılan haber çektirilen fotoğraf önemli bir operasyondu. Her görüşmeden sonra Erbakan hocanın yüz hatları, dudaklarını büküp başını sallaması bizim hafızamıza kayıt gibi düşerdi. MOSSAD adına çalışan Yahudi kökenli bir gazeteci için “Sütü bozuk” demişti. Yeşil kuşak İslam projesini yerli ve milli Milli Görüş hareketine bulaştırmayı bırakın yanında bile geçirmeyen Erbakan Hoca, bu nüansı anlayan, fark eden ulusal solu her zaman önemsemiştir. Merhum Uğur Mumcu bunlardan biridir. Rabıta kitabını yeniden baştan sona okursanız Merhum Erbakan'ın suflelerini, yönlendirmelerini, Gladyo'nun oyununun nasıl bozulduğunu görürsünüz. Dine ve dindara mesafeli Perinçek grubunun haftalık ve aylık dergilerindeki Gladyo'ya yönelik deşifrelerini dikkatlice izleyen, biriktiren Erbakan fotoğraftaki eksiği tamamlayıverirdi. Onlarla görüşür, kahve ikram eder, dinler Milli Görüş'ü anlatırdı. Bu durum bazı isimlerin “Erbakan solculara daha çok itibar ediyor” serzenişlerine neden olsa da Hocam aldırış etmezdi. Zira Erbakan bir keçi çobanı değildi. Vizyonu genişti. Eğer bu ilişki ağı güçlü olmasa “ Milli Görüş'ün sol kanadı” diye espri ile karışık onların saygısı olmasa Refahyol kurulamazdı. Anayol hükümetinin güven oylamasındaki hukuksuzluğu ortaya çıkaran ve raporla Erbakan'a sunan Milli Görüş'ün sol kanadı gibi çalışan sol milletvekilleri değil miydi?