'Gevşemeyin!'
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınması gereken önlemlerle ilgili olarak konuştu.
Yeni Şafak'a değerlendirmelerde bulunan Ceyhan, Kovid-19'dan korunmak için hijyen ve karantinaya uymanın hayati önem taşıdığını belirterek, vatandaşlara 'kesinlikle gevşememeleri' çağrısında bulundu.
Prof. Ceyhan, 'Evde Kal sürecinin uzun bir süre daha yönetilmesi gerekiyor. Görünen o ki bu salgın durumu 1-2 ayda bitecek bir olay değil. Evde Kal zorunluluğu bitecek diyemiyoruz. Çünkü salgın ülkemizde bittikten sonra, eğer başka ülkelerde sürüyorsa, tedbir kurallarına bir miktar daha devam etmeliyiz. Gevşediğimiz zaman virüs yeniden dışarıdan gelir' dedi.
'Henüz Türkiye'de insanların alınan tedbirlere ne kadar uyacağını öngöremiyoruz' diyen Ceyhan, 'İnsanlara 'evde kal' diye çağrı yapıyoruz ama bu çağrıya toplumun yüzde kaçı uyuyor, bilmiyoruz. Benim gözlemlediğim şu an biraz daha fazla insan kurallara uyuyor. Toplumun yüzde 100'ü kurallara uysa salgın 2 ayda kontrol altına alınır ancak toplumun yüzde 50'si kurallara uyarsa süreç 1 yıla uzar' diye konuştu.
Ceyhan, vatandaşların bireysel olarak el temizliği başta olmak üzere uyulması gereken tüm kurallara uymasını istedi. Pandeminin üç yolla bitmesinin mümkün olduğunu kaydeden Ceyhan, 'İnsanların önemli bir kısmı bağışık hale gelecek ve virüs artık yayılamayacak ya da aşı bulunacak ve aşı ile insanlar bağışık hale getirilecek. Üçüncü olarak virüs mutasyona uğrayacak ve insandan insana bulaşma özelliğini kaybedecek' ifadelerini kullandı.
'Sürü bağışıklığı sistemi felç eder'
İngiltere'nin deneyip vazgeçtiği 'sürü bağışıklığı' yöntemine değinen Ceyhan şöyle devam etti:
'Bu bir çizginin iki ucu. Bir ucunda hiç müdahale etmezsin, insanlar istediği gibi okula, işe gider, selamlaşır, sarılır. Hani bir ara İngiltere'de sürü bağışıklığı olarak ifade edilen durum gibi. Böyle bırakılırsa 2,5 ayda dünya nüfusunun yarısı enfekte olur, nüfusun yarısı da bağışık hale geldiği için salgın yavaşlar. Ancak böyle bir süreç yaşansaydı ülkelerin sağlık sistemleri çöker, nüfusun büyük bir kısmı aynı anda hastalanır, aynı anda yoğun bakım ihtiyaçları olurdu. Herkes birden yüklenirse hiçbir ülkenin sağlık sistemi bunu kaldıramazdı. Yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve bağışıklığı düşük olan çok sayıda insan ölür. Bu insancıl bir tutum değil. İngiliz bilim insanları zaten '500 bin İngiliz ölür' demişti.
'Tedbir alırsan süreç kısalır'
Çizginin diğer ucunda ise sürü bağışıklığı sürecinin tam tersi var. Tedbirleri alırsın, insanlar buna yüzde 100 uyar. Yaklaşık 2 ayda dünyada kontrol altına alınır. Diyelim ki insanların yüzde 90'ı bu tedbirlere uydu, o zaman bu 3-4 ayda bitebilir. Diyelim ki uyum yüzde 50-60'larda kaldı, o zaman bu bir yıl sürebilir. İşte aşı da buna bir müdahaledir. Aşı gelişirse tüm dünya uygulanırsa, insanlar virüsle enfekte olmadan da bağışık hale gelir. Gene kısa sürede salgın biter.'
'Aşıya daha bir yıl var'
Yeni tip koronavirüsün SARS ve MERS gibi salgınlardan en önemli farkının 'kuluçka sürecinde de bulaşabilir olması' durumuna dikkat çeken Ceyhan, 'SARS ve MERS'te bulgular başladıktan sonra hastalığın yayılma evresi devreye giriyordu. Kuluçka süresi 2-14 gün arasında değişen Kovid-19, grip, menenjit, zatürre, suçiçeği, kızamık gibi damlacık yoluyla bulaşıyor. Bu nedenle tedbirli olmak, sosyal izolasyona ve hijyene dikkat etmek hayati öneme taşıyor' dedi.
Prof. Ceyhan, insanların merakla beklediği 'aşı'ya ilişkin ise şöyle konuştu:
'Aşı konusunda henüz gelişme yok, dünyada birçok aşı adayı molekül üzerinde çalışmalar yapılıyor. Aşılar, virüsler zararsız hale getirilerek yapılıyor. Virüsleri zararsız hale getirirsiniz ama bunların içerisinde az da olsa zararsızlaştıramadığınız virüs partikülleri varsa, birdenbire sağlıklı insanlara bunu enjekte ederseniz hastalık bulaştırırsınız. O yüzden çok basit bir olay değil, kısa sürede olacak bir olay da değil. Bir yıldan kısa bir sürede aşının çıkma ihtimali yok.'
Ölü bedende 4-6 saat yaşıyor
Ölen insanda virüsün 4-6 saat kadar canlı kalabildiğini ifade eden Ceyhan, şu bilgileri verdi:
'Virüs de insanla birlikte ölür. Ama yine o bölgeden bir hayvana bulaşır mı diye genellikle bu tip salgınlarda bazı önlemler alınır. İnsanlar gömülür, iki tane plastik poşete konur. Altına ve üstüne sönmemiş kireç konur toprak öyle kapatılır. Cenaze törenleri ölümden 6 saat sonra yapılırsa cesedi elleyerek bulaşma şansı pek olmaz. Esas burada önemli olan, cesedi yıkayan imamın tedbir almasıdır. İmam eldiven ve maske takmalıdır. Gömülme sırasında bulaşma olmaz. Bilimsel anlamda cenaze törenine katılmakta bir sakınca yok. Cenaze törenine kalabalık olmaması için, cenaze namazı sırasında insanlar saf tutarken birbirine yaklaşacak diye izin verilmiyor.'