Kalaycılık Öldü Diyenlere İnsanlığı Yeter

Kimileri kalaycılık mesleğinin öldüğünü düşünebilir ancak bu haberi okuyup videoyu izlediğinizde Arapgir'li Mevlit Kızılbağ'ın bağları ve bahçeleri olmasına rağmen dükkanını ısrarla neden açık tutarak insanlığın ölmediğini öğreneceksiniz. ne diyelim 'Helal sana be Usta' esnafhabert.com'un özel röportajı

Youtube Kanalı
Abone Ol

Dile kolay 1960 darbesinin olduğu gün 14 yaşında kalaycı ustası Basri Odabaşı'nın yanına çırak olarak giren Mevlit Kızılbağ, darbenin acısının halen iliklerine kadar hissediyor:

“Kalaycılığa14 yaşında başladım. 60 İnkılabında başladım. Cuma günü darbe oldu. dükkanları saat 11'de kapattırdılar. Coplarla kapattırdılar. Cuma namazını kıldırmadılar yani Arapgir'de o zaman. İnkılap oldu, hükümet yıkıldı tabi o zaman, yani öyle hayatlar yaşadık. İşte Menderes'i birkaç sene sonra astılar. İş elime yakışmış, usta olmuştum. Aynen devam ediyor.”

KALAY KOLAY KOLAY ÖLMEZ

Çocuklarının kalaycılığı tercih etmediğini söyleyen Mevlit Kızılbağ “Ustam Basri ustaydı, Basri Odabaşı.9 sene çalıştım, askere gittim, geldim, açtım dükkanı. Basri ustanın yanında, devamlı orada çalıştım. Askere gittim, geldim, ortak olduk. Ondan sonra ayrı dükkan açtım, şahsıma ait işyeri. Çıraklar yetiştirdim ama hepsi vazgeçtiler, yapan yok yani benden başka. Biz işte bu meslekle haşır neşir olduk.” Derken kalaycılıkla iliği şunları söyledi:

“O zamanlar bakır kap çoktu, meslek geçerliydi. Oonun temizlemesi var, ocakta ızdırıyorsun, kalaylıyorsun onun faydalı tarafları çok. Bakır kabı kalaylamazsan zehirler, insanı öldürür. 5-6 senede bir, yani kıymetsiz o ne kadar kullanırsan kullan kalay ölmez. Şimdi bitti. Çeşitli çelik eşyalar çıktı, alüminyumlar, şunlar bunlar, öldü meslek. Yani bir kıymeti kalmadı ama bakır tabii ki kıymetli, altınla aynı ayar gidiyor. Kalayı İstanbul'dan getirtiyorduk yine aynı İstanbul'dan başka yerde yok. Bu hükümet malı, devlet döküyor, hilesini hurdasını neyse yapıyor ama devlet kanalından oluyor yani bu dışarıdan geliyor, gemilerle geliyor kalaylar, kalay tüccarları var, alıyorlar banka döküyor, bunlara teslim ediyor. Mesela şuan bizim kullandığımız kalay Naci'nin. Naci isminde bir tüccarın kalayı”

HEP ARAPGİR...MEMLEKETİMİZ NİLYE TERK EDELİM Kİ ?

ESNAFHABERTV.COM: Hep Arapgir'de mi yaptın bunu?

Mevlit Kızılbağ: Hep Arapgir, benim için başka yer yok.

ESNAFHABERTV.COM: Gidemedin mi, yaşayamam mı dedin Arapgir dışında?

Mevlit Kızılbağ: Yaşardık ama gitmedik, terk etmedik, memleketimiz, niye terk edelim ki.

ESNAFHABERTV.COM: Sen memlekete baktın, memleket sana baktı mı?

Mevlit Kızılbağ: Burası baba vatanı, malımız var, mülkümüz var işte burada haşır neşir olduk.

ÜZÜM BAĞLARIM VAR BENİM

ESNAFHABERTV.COM: Kalaycılığın dışında var mı başka geçim kaynağın?

Mevlit Kızılbağ: Var tabii ki, üzüm bağlarım var benim, onlarla uğraşıyorum. Çocuklar çalışıyorlar.

ESNAFHABERTV.COM: Ne yaparsın üzümden, pekmez?

Mevlit Kızılbağ: Yok, pekmez değil bizimki hep sofralık. Siyah üzüm, Arapgir'in üzümü meşhurdur. Bilmeniz lazım. Şimdi piyasada üzüm 1 liraysa, bizimkisi 2 lira.

ESNAFHABERTV.COM: Özelliği nedir?

Mevlit Kızılbağ: Özelliği tadı başka, üzerinde siyah bir duman oluyor, hiçbir yerde olmuyor mesela biz buradan çubuğunu İstanbul'a gönderiyoruz, bizim üzüme benzemiyor. Ankara'da var, hiç benzemez. Ben Malatya'ya giderim, Malatya'da bile olmaz. Allah tarafından işte buranın ki öyle oluyor.

KALAYCILIKTA GÖNÜL EĞLİYORUM

ESNAFHABERTV.COM: Mesela dükkan üzümü alır mısın burada?

Mevlit Kızılbağ: Yok ya ne dükkanı, benim bağım çok, bizim geçim oradan, şimdi kalaycılıkta bir şey yok.

ESNAFHABERTV.COM: Ama kalaycılığa da devam ediyorsun?

Mevlit Kızılbağ: Ya dükkana geliyorum, gönül eyliyorum. Namazımı kılıyorum, geliyorum, ekmek alıyorum, Ben bu işi Allah rızası için yapıyorum. Yoksa bunun parası için değil. Başka kimse yok ya…. Ya Malatya'ya gidecek. Elazığ'da kalmış 1 kişi var sırada 2 kişi başka yok…Yani benim ihtiyaçtan dolayı yapmıyorum kalaycılığı…


Bakmadan Geçme