Kıbrıs'ta tunç çağı izleri
Kıbrıs Karpaz bölgesinde günümüzden 3200 yıl öncesine geç tunç çağına ait çok sayıda eser bulundu. 137 parça tunç eser bugüne kadar Kıbrıs'ta elde edilen en büyük tunç çağı eser topluluğu oldu. Doğu Akdeniz Kültür Mirasını Araştırma Merkezi (DAKMAR) Başkanı Doç. Dr. Bülent Kızılduman, Kıbrıs Karpaz'da bulunan Kaleburnu-Kral Tepesi kazılarıyla ilgili çarpıcı bilgiler verdi. Doç. Kızılduman, bu dönemde Kıbrıs ile Anadolu medeniyetleri arasındaki siyasi ve ticari ilişkileri de araştırdıklarını söyledi.
ULUSLARARASI KAZI
Kaleburnu-Kral Tepesi, Karpaz Yarımadası'nda Kaleburnu/Galinoporni köyünde yer alıyor. Kral Tepesi denizden yaklaşık olarak 1.5 km uzaklıkta yüksek bir tepe üzerinde bulunuyor. Yerleşim yeri 2004 yılında tesadüfen Doğu Akdeniz Üniversitesi öğretim görevlileri tarafından bir doğa yürüyüşü sırasında keşfedildi. 2005 yılında kurtarma kazı çalışmaları Doğu Akdeniz Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi'nden Doç Dr. Bülent Kızılduman tarafından başlatıldı. DAKMAR'ın uluslararası boyutta arkeolojik bilimsel kurtarma kazısı gerçekleştirdiği Kaleburnu Kral Tepesi kazılarında 15 yıl içinde Kıbrıs tarihi için çok önemli bilgiler elde edildi. Almanya Tübingen Üniversitesi ile işbirliği içinde başlatılan arkeolojik kazılar Çek Cumhuriyeti, İtalya, Almanya ve Türkiye gibi farklı ülkelerden katılımcılarla devam ediyor.
MÖ 1200 TARİHLENİYOR
Kazılarla ilgili Hürriyet'e bilgi veren Doç. Dr. Bülent Kızılduman şöyle konuştu: 'Kral Tepesi olarak adlandırdığımız arkeolojik alan, günümüzden 3200 yıl öncesine dayanan önemli krallıklardan bir tanesi. Çok sayıda tunç eser ortaya çıkardık. Bu eserleri öncelikle DAKMAR'daki restorasyon ve konservasyon laboratuvarımızda koruma altına alıp, daha sonrasında da üniversitemizin çatısı altında kurmayı planladığımız müzede sergilemeyi amaçlıyoruz. Bu tunç eserler, tüm Doğu Akdeniz coğrafyasında geç tunç çağına ait bugüne kadar çıkarılan en geniş yelpazedeki tunç eserleri oluşturuyor. Sadece sayı bağlamında değil, aynı zamanda eserlerin kullanım türleri, geçmiş dönemdeki değerleriyle de bakacak olursanız, birer şaheseri oluşturuyorlar.'
DİNİ VE SİYASİ YAPI İRDELENİYOR
Arkeolojik alanın kendine özgü bir mimari yapı türü söz konusu. Kaya oyuğu ve taş temel üzerine kerpiç duvarların yükseldiği bir yapı planından ilginç veriler elde ettiklerini belirten Doç. Dr. Kızılduman şunları kaydetti: 'Bu yapı kendi bünyesinde hem ritüel hem de idari unsurları barındırıyor. Yapı içinde açığa çıkarılmış olan tablet parçası, seramik kaplar üzerindeki yazı örnekleri, damga mühür, ticarette kullanılan ağırlıklar ve lüks kullanım malzemelerine ek olarak depolama kapasitesiyle oldukça dikkat çekici. Tüm bunlar göz önünde tutulduğu zaman, yapı bölgede yaşayan toplumun günlük hayatında ayrı bir rol üstlenmiş olmalıdır. Bina ağırlıklı olarak dini, kısmen ise idari özellikleri barındırıyor ve iki farklı işlev ile de uyum sağlıyor.'
ANADOLU İLİŞKİLERİ ARAŞTIRILIYOR
Kıbrıs'ın özellikle bu bölgesinden Akdeniz'de nerelerle ticari ve siyasi ilişkiler kurulduğunun izlerini sürdüklerini belirten Doç. Dr. Kızılduman, 'Batı Anadolu, Güneydoğu Anadolu, çağdaşı olan Hititler ile Anadolu ticari ilişkilerini izlerini bakır külçeler, buraya özgü süt kapları üzerinden takip edebiliyoruz. Seramik kaplar üzerinde kil analizleri yapıyoruz. Girit, Yunanistan, İtalya hatta İspanya'ya kadar ticari ilişki izlerini takip edebiliyoruz. Açığa çıkarılmış olan tunç eserlerin bir bölümü olasılıkla Kıbrıs, diğer bir bölümü de Kıbrıs dışından elde edilen bakırın işlenmesi sonucunda üretilmiştir. Eserler arasında yer alan burgu saplı tunç sürahi gibi kimileri yerel ürünler olsa da tunç çanaklar gibi kimi eserler de tüm Levant dünyasından bilinmekte ve çok yaygın olarak dağılımı görülmektedir' dedi.