Sanayinin çarkları son çeyrekte hızlı dönecek
Türkiye'de arındırılmamış sanayi üretimi endeksinin son çeyreğe artışla başlaması, son çeyrek ve 2020 büyümeleri için pozitif beklentileri pekiştirdi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekim ayı sanayi üretim verilerine göre, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi endeksi ekimde yıllık bazda yüzde 3,8 yükselişle son 15 ayın en yüksek artışını gösterdi. Arındırılmamış sanayi üretimi de ekimde yıllık bazda yüzde 2,8'lik artışla son çeyreğe hızlı başladı.
Analistler, sanayi üretimi ile milli gelir arasında korelasyonun güçlü olduğunu belirterek, son çeyrekte büyümenin yüzde 5, 2019'un genelinde yüzde 1'e yakın gerçekleşebileceğini, 2020'de de potansiyel büyüme oranı olan yüzde 5 civarı olabileceğini tahmin ediyor.
'SON ÇEYREKTE YÜZDE 5 CİVARI BÜYÜME OLASI'
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, takvim etkisinden arındırılmış endeksin üç aylık hareketli ortalamasının yıllık değişiminin üçüncü çeyrekte yüzde 1,3 seviyesine toparlandığını belirtti.
Arındırılmamış sanayi üretimi endeksinde ekimde yıllık yüzde 2,8 artışın yılın son çeyreğine üretim artışı ile başlandığına işaret ettiğini söyleyen Bürümcekçi, kasım için öncü göstergelerin de yıllık bazda artış döneminin devam ettiğini yansıttığını ifade etti.
Bürümcekçi, sanayi üretimi ve katma değer arasında önceki çeyreklerde gözlenen ilişki nedeniyle son çeyrekte üretimin ve milli gelirin yüzde 4-5 aralığında artış gösterebileceğini dile getirdi.
Öncü göstergelerin milli gelirin 2019'un son çeyreğinde belirgin toparlandığına işaret ettiği kaydeden Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Son çeyrekte yakalanan ivme ve baz etkisinin katkısıyla yüzde 5 civarı büyümenin yakalanması olası görünmektedir. Sonrasındaki görünüm ise finansal koşullarda gözlenen belirgin gevşemenin ne ölçüde kalıcı olacağı ve kamu bankaları öncülüğünde yükselmeye başlayan ve trend büyümesi yüzde 20'yi aşan bankacılık kredi hacminin bu seviyeleri ne süre koruyabileceğine bağlı olacaktır. Buna karşılık, Avro Bölgesi başta olmak üzere küresel çapta gözlenmeye başlanan yavaşlamanın dış talebi olumsuz etkilemeye başlaması bir aşağı yönlü risk olarak izlenmektedir. Bu doğrultuda, 2019 yılı büyümesi için yüzde 0,5 olan tahminimiz üzerindeki risklerin dengeli devam ettiğini düşünmekteyiz.'