'Soğuk zincir' gıda tedarik sürecinde hayati rol oynuyor
Gıda fiyatlarındaki artışın önlenmesinde, meyve ve sebzelerin soğuk zincirle taşınarak zayiatın azaltılması önem taşırken bu sistemin Türkiye'de yaygınlaştırılması için gerekli adımlar atılıyor.
Soğuk zincir gıda tedarik sürecinde hayati rol oynuyor. Soğuk zincir, çıkış noktasından son tüketiciye kadar bozulabilir ürünlerin kalitesinin korunması ve güvenliğinin uygun olarak sürdürülebilmesi için sıcaklığının yönetilmesini sağlıyor. Doğru sıcaklıklarda tutmamak üründe dokusal bozulmaya, renk bozulmasına, morarmaya ve mikrobiyal büyümeye neden olabiliyor.
Soğuk zincirin korunmasının gıda fiyatları üzerinde etkisi bulunuyor. Başlangıç noktasından son tüketiciye kadar bozulabilir ürünlerin güvenlik risklerini kontrol altında tutan faktörlerden soğuk zincir, söz konusu ürünlerde yaşanacak kalite kayıplarını en aza indirme anlamında da büyük öneme sahip bulunuyor.
Türk Standardları Enstitüsünden (TSE) edinilen bilgiye göre, Türkiye'de soğuk zincire yönelik düzenlemeler yapılıyor.
Bu kapsamda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, kriterleri Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı ve Taşımalarında Özel Ekipmanların Kullanımı Antlaşması'nda (ATP) belirlenen, bozulabilir gıdaların özel nakliye ekipmanlarıyla uluslararası taşınmasına yönelik işlemleri yürütüyor. Bakanlık, Türkiye içinde de bozulabilir gıdaların taşınmasını yayımladığı yönetmelikle düzenliyor.
Ticaret Bakanlığı ise yaş sebze ve meyvelerin yalıtımlı araçlarla taşınmasına ve soğuk hava depolarının belgelendirilmesine yönelik işlemleri yayımlanan tebliğ doğrultusunda belirtilen kriterlerle yapıyor. Her iki mevzuat kapsamında da TSE, ekipman ve araçların belgelendirme ve muayeneleri için yetkilendirdi. Bu kapsamda, bozulabilir gıdaların uluslararası taşımacılığında kullanılan yaklaşık 3 bin aracın ATP belgelendirme süreci tamamlandı.
SATIŞI DA SOĞUTUCULU REYONLARDA YAPILACAK
Ticaret Bakanlığı tebliği gereğince, belirlenen malların üretim yerinden itibaren soğutularak muhafaza sıcaklığına ulaştırılması ve bu sıcaklığın nihai tüketiciye ulaşana kadar geçen tüm aşamalarda muhafaza edilmesi gerekiyor. Bu kapsamda, ahududu, böğürtlen, çilek, dut, incir, kayısı, üzüm ve vişnenin de aralarında yer aldığı 26 meyve bulunuyor. Söz konusu ürünler soğutulduktan sonra palet kullanımına uygun frigorifik araçlarla taşınacak. Bu malların üretim yerindeki toptancı haline veya tasnifleme, ambalajlama ya da ön soğutma tesisine taşınmasında kapalı ya da tenteli taşıma araçları kullanılacak. Ürünlerin taşınmasında kullanılacak ambalajların da soğuk zincire uygun olması gerekiyor. Bu mallar büyük mağaza ve zincir mağazalarda soğutuculu reyonlarda satışa sunulacak. Tebliğ hükümlerinin 1 Temmuz 2022'de yürürlüğe girmesi öngörülüyor.
Öte yandan, KOSGEB de sebze-meyve zayiatını azaltacak "Soğuk Zincir Finansman Destek Programı"nı başlattı. Program kapsamında, KOBİ'lerin leasing yöntemiyle edinecekleri yerli malı, yeni frigorifik kasa ve soğuk oda ünitelerine 750 bin liraya kadar destek verilecek. Programdan, toptancı hallerinde faaliyet gösteren tüccar ve komisyoncularla sebze-meyve taşımacılığı yapan lojistik firmaları yararlanacak.
"EN AZINDAN TENTELİ ARAÇ KULLANILMALI"
Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, AA muhabirine, meyve ve sebzelerin tazeliklerini koruması için belirli ısıda muhafaza edilmesi ve taşınması gerektiğini belirterek, soğuk zincirin korunmasının meyve ve sebzede yüzde 20'leri bulan zayi oranının azaltılmasında büyük önem taşıdığını söyledi. Özellikle meyve türlerinde soğuk zincirin dışına çıkılmasının zayi oranlarını artırdığına dikkati çeken Tavşan, "Tarladan çıkan ürün hemen serin bir depoya alınmalı, toplandığı yerde ön soğutma yapılmalı, oradan da frigorifik denen araçlarla nakliye edilmeli. Hal ve marketlerde de soğuk zincir korunmalı. Sistemde açıkta ürün kalmamalı ancak tabii ki bunların tümü ayrı bir masraf kalemi. Bu da ürün maliyetini etkiler." dedi.
Gelişmiş ülkelerde soğuk zincir dışında meyve ve sebze taşınmadığı bilgisini veren Tavşan, şöyle konuştu:
"Hallere hala açıkta ürünler geliyor. En azından tenteli, üstü kapalı araçlarla gelmesi lazım. Nakliye aşaması çok önemli. En fazla zayi o aşamada oluyor. Ürünün dışarıdaki rüzgar, sıcak ve soğuğu almaması lazım. Açık sistem kamyonlar tenteliye dönmeli. Frigorifik araçlarla bazı meyve grupları gibi belirli ürünler taşınıyor. Soğuk zincirin yayılımı yeterli değil."
"ÇİLEK GİBİ ÜRÜNLERDE ZAYİ ORANI YÜZDE 50'Yİ BULUYOR"
Lojistik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tanyaş da tarım ve gıda tedarik zincirinin düzeltilmesi gerektiğini belirterek, "Tarladan, çiftçiden başlayan, komisyoncu, tüccar yoluyla ilerleyen, hallerden geçen, pazara ya da manava ilerleyen, bu arada ciddi kayıpların olduğu tedarik zinciri var. Gıdanın enflasyondaki payı yüzde 21 civarında. Ciddi kayıpların meydana geldiği bu süreç, hayat pahalılığına da tesir ediyor. Ürünün hasat sürecinde de ön soğutma yapılması gerekiyor. Yüzde 20'ler civarındaki zayi oranı, çilek gibi hassas meyvelerde yüzde 50'leri buluyor. Sonra da tarlada 1 lira olan ürünün fiyatı İstanbul'da 5 liraya çıkıyor. Ana neden, burada oluşan hasar ve kayıplar." diye konuştu.
Meyve ve sebzelerin taşınmasındaki lojistik sorunların özel olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Tanyaş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının soğuk zincir taşımacılığı konusunu regüle eden bir yönetmelik çıkarması gerektiğini dile getirdi. Tanyaş, bu konunun aynı zamanda teşviklerle de desteklenmesi gerektiğini söyleyerek şunları kaydetti:
"Soğuk zincir taşımacılığına has, araçların değişimine yönelik ve ön soğutma sistemlerine yönelik bir teşvik olması lazım. Bu lojistik sistem de tek bir merkezden yönetilmeli. Araçlar bu işlere has olmalı. Merkezi bir yönetimle bu işe özel araçlarla taşıma yapılırsa kayıpları indirebiliriz. Bu sistemin yeniden tasarlanmasına ihtiyaç var. Tüketiciden üreticiye ve komisyoncuya kadar tüm kesimleri mutlu eden bir çözüm üretilmeli."