TBMM Başkanı Şentop Şed Kuşandı
Ahilik Haftasını kutlayan TBMM Başkanı Şentop, 'Ahilik, kardeşlik. Yüce Allah kitabımız Kur'an-ı Kerim'de 'İnnemel Mü'minûne ihvetün' buyurmaktadır. Yani 'İnananlar ancak kardeştir' demektedir. Ahilik teşkilatının temelinde de esasen kardeşlik duygusu yatmaktadır. Özünde meslek edindirme, meslek kurallarını belirleme, piyasayı düzenleme, yardımlaşma, dayanışma ve kardeşlik duygusunu barındırmaktadır. Ahilik teşkilatı, mensuplarına birbirlerini öz kardeşleri kadar yakın hissettirir. Aynı zamanda birbirlerine kefil olacak kadar, varis olacak kadar güven telkin eder.' dedi.
'Dikkat ederseniz, yüzlerce yıldır varlığını devam ettiren bu teşkilatın genel merkezi yok. Şubeleri yok. Yazılı tüzüğü yok. Günümüz manasında dernek masasına kayıtlı değil. Ticaret sicil numarası da yok. Bir nevi soyut kültürel miras.' ifadelerini kullanan TBMM Başkanı Şentop, 'Ama doğruluk, dürüstlük gibi herkes tarafından kabul edilen ilkeleri var. Yüzlerce yıldır yaşaması ve yaşatılmasının sebebi budur. Millî ve manevi değerleriyle teçhiz olmuş bir teşkilattır. Mayası bu topraklarda çalınmıştır. Ahilik, aynı zamanda çok fonksiyonlu bir teşkilat. Barış zamanında ticarî piyasayı düzenliyor, savaş zamanında sivil savunma görevini yerine getiriyor. Otoritenin kaybolduğu, nizamın bozulduğu durumlarda yönetim boşluğunu dolduruyor. Gereğinde itfaiye teşkilatı, gereğinde zaptiye görevi ifa ediyor.' diye konuştu.
Ahiliğin günümüz anlamında meslekte alaylı olmayı ifade ettiğini belirten Şentop, 'Temelinde usta-çırak ilişkisi yatıyor. Böylece hem meslek öğretiyor hem de değerlerin nesilden nesile aktarılması temin ediliyor. Bu çerçevede bu yıl 32'ncisini kutladığımız Ahiliğe sadece folklorik bir değer olarak sahip çıkmakla kalmamalı, onu hayat felsefesi haline getirip yaşatmalıyız.' ifadelerini kullandı.
Ahiliğin barış zamanında ve savaş zamanında farklı görev ve fonksiyonlara sahip bir teşkilat olduğunu kaydeden TBMM Başkanı Şentop, 'Ahilik, felaket anlarında, savaş durumlarında sivil savunma teşkilatı olarak görev yapar. Nitekim ahilik teşkilatının Piri Ahi Evren Hazretleri de böyle bir kişiydi. Maneviyatımızın önderlerinden Hacı Bektaş Veli'nin çağdaşı olan Ahi Evren Hazretleri Moğol istilasına kadar Konya'daki Selçuklu Sarayı'nda atabey olarak görev yapan önemli bir kişiydi. Ahilik teşkilatının mensuplarını; 'Eliniz, kapınız, sofranız açık olsun. Gözünüz, beliniz, diliniz kapalı olsun' nasihatleriyle yetiştiren Ahi Evren Hazretleri de meslek sahibiydi. Dericiliğin yanında yılan zehirinden ilaç üreten bir eczacıydı. Başkasının emeğinden geçinmeyi, miskinlik yapmayı tasvip etmeyen yapısıyla insanımıza nitelik kazandırmaya çalıştı. Onlara saygın ve şahsiyetli kişi olmalarının ilkelerini telkin etti. Baskı ve zorbalığa boyun eğmeyen karakteriyle Anadolu'yu işgal eden dönemin emperyalisti Moğollarla her zaman mücadele etti. Teşkilat mensubu esnafımızın da aynı inanç ve gayretle işgalci ve istilacılar direnmelerini sağladı. Nitekim bu uğurda mücadele ederken şehit edildi. Ruhu şad, meknı cennet olsun.' şeklinde konuştu.
'Ahilik teşkilatı mensupları, her zaman kuruluş gayelerine uygun şekilde hareket ettiler. Nitekim bunun en somut örneğini de İstiklal Savaşı'nda gösterdiler. Sivil yardımlaşma ve dayanışma teşkilatı olarak Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar ulaştılar. Örfümüzün ve inancımızın bize öğrettiği ilkeleri meslekî terbiye metodu haline getirdiler. Böylece kahraman ordumuzun yeniden teşkilatlanmasında, cephelere mühimmat tedarik edilmesi ve ulaştırılmasında, ordumuzun levazım ihtiyacının karşılanmasında ahilik şuuruyla görev yaptılar.' diyerek konuşmasına devam eden Şentop şunları kaydetti;
'İçinde bulunduğumuz çağın bir adı da tüketim çağı. Peki hiç üretim olmadan tüketim olabilir mi? Üretimle tüketim insanlığın kadim zamanlarından beri yürürlükte olan doğal/diyalektik bir yasadır. Ticaret kavramı ile hayatî ve hukukî bir yapıya bürünen üretim/tüketim/pazar ve ticaret hayatı, bugün geldiği nokta itibariyle, devasa büyüklükteki küresel pazar ilişkiler ağı içinde yürüyor. Ama dünyanın her yerindeki insanların temel özlemi aynıdır: Güvenilir bir alışveriş yapmak. Aldanmamak. Mümkünse, kusurlu bir hizmet ya da mal satın almamak; alınması hlinde de bunu iade veya tazmin edebilmek…
Ülkemizdeki tüketici sorunları ile ilgili çalışmalara ve davaların sayısal istatistiklerine baktığımızda ne yazık ki durum pek iç açıcı görülmüyor. Neden? İşte başından beri anlamaya, anlatmaya çalıştığımız bir değerler bütünü olan Ahilik müessesesi ilkelerinin bugün varlığı ya da yokluğu meselesi. Hayır, nostaljik bir kurumsal arayıştan söz etmiyorum. İlkeleri kaybettik. Sorunumuz bu.
Daha çok kazanç, daha hırslı örülmüş parlak hayatlar ister ve ararken; daha mutsuz, elindekiyle yetinmeyen, doymayan kişi ve topluluklara dönüştük. İnsanı, toplumu, ticareti, yönetimi velhasıl bütün bir hayatı ayakta tutan temel değerler ve o değerler üzerinde yükselen yasaların içeriği boşaltılırsa, o değerler yok sayılırsa hayat cehenneme döner, kimse mutlu olmaz.'
Küresel ve birbiriyle yakın temasta olan kırılgan bir dünyada yaşadığımıza dikkat çeken Mustafa Şentop, şöyle konuştu;
'Savaşlar artık top tüfekle olduğu kadar, ticaret ve kültürel semboller üzerinden de yapılıyor. Kültür sanat da dhil olmak üzere her türlü üretim yapısı, sağlam iç dinamiklere ve sürdürülebilir atılım ruhuna sahip değilse silinip gidiyor, rakibine teslim oluyor. Bugün kimi ülkeler ağır ve yıkıcı silahlarla işgal edilirken, kimi ülkeler piyasa manipülasyonlarıyla, kimi toplumlar da zihinsel spekülasyonlar ve değerler parçalanması yoluyla imha edilmek isteniyor. Küresel çatışmaların, didişmelerin merkezinde yer alan ülkemiz, tarihin birçok döneminde olduğu gibi bugün de farklı odakların hedef tahtasına oturtulmak isteniyor. Ama gerek Devlet planındaki 2000 yıllık tarihsel tecrübemiz, gerekse Hoca Ahmet Yesevî, Ahi Evran, Hacı Bektaş-ı Velî, Hacı Bayram-ı Velî, Yunus Emre, Hz. Mevlna gibi gönül erlerimiz, büyük ruh kandillerimiz sebebiyle önümüzü aydınlık, içimizi güçlü ve sevinçli görüyoruz. Bu topraklar, bu büyüklerimiz, Aziz Milletimize Allah'ın bir lütfudur. Onların ana kaynaktan alıp formüle ettiği ilkeler bizim için de, insanlık için de uzun soluklu, değerli bir varoluş felsefesidir. Tevazu, paylaşma, doğruluk, meslek ahlkı ilkeleri etrafında esnaf ve zanaatkrlar üzerinden toplumu sağlam temeller üzerinde örgütleyen ve bir kamusal esenlik alanı tesis eden büyüklerimize selam olsun.'
Şentop, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, esnaf ve sanatkrlarla ilgili olarak hemen her dönemde iyileştirici çalışmalar yaptığını ve bu çalışmaları sürdüreceğini vurguladı.
Şentop şunları kaydetti: 'Bugün ülkemizde 1 milyon 700 bine yakın esnafımız bulunmaktadır. Üstelik esnafımızın 270 bine yakınını da kadınlarımız teşkil etmektedir. Kadınlarımızın iş hayatında olmaları, katma değer oluşturmada, istihdam yaratmada söz sahibi olmaları adına bu durumu son derece umut verici kabul ediyorum. Kadınlarımızın ekonomik ve sosyal hayatımıza aktif bir şekilde katılmalarıyla birlikte kadın esnafımızın sayısının önümüzdeki yıllarda daha fazla olacağına inanıyorum.
Bugün bir aileyi ortalama 4 kişi kabul ettiğimizde 7 milyona yakın kardeşimizin esnaflıktan geçimini temin ettiğini söyleyebiliriz. Ülkemizde büyük iş adamı olarak bildiğimiz, tanıdığımız kim varsa hepsi esnaflıktan, tüccarlıktan gelmiştir. Dedelerinin, babalarının ya da ustalarının yanında edindikleri bilgi ve tecrübe ile girişimci yeteneklerini birleştirip işlerini geliştirmişlerdir. Yarının büyük yatırımcıları da esnafımız, tüccarımız arasından çıkacaktır. O sebeple aziz milletimizin omurgasını teşkil eden esnafımıza sahip çıkmayı bir görev kabul ediyorum.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki hassasiyetini hepiniz biliyorsunuz. Ekonomik zorluklar karşısında esnafımızı ayakta tutmak için her türlü desteği vermekte, her türlü kolaylığı göstermektedir. Enflasyon canavarı ve faiz illetine karşı verdikleri mücadelede ne kadar haklı olduğuna hepiniz şahitsiniz. Ülkemizi faiz, enflasyon, kur cenderesinden kurtarmak için büyük bir gayretle mücadele ediyor. Onun bu mücadelesini boşa çıkarmak için uluslararası lobiler büyük bir direnç gösteriyor. Ama Türkiye büyük ülke. Milletimiz büyük bir millet. Bizim dinamiklerimiz bu lobilerin direncini kıracak kadar güçlü.
Türkiye ekonomisinin yerinde saymasını isteyen güçlere karşı verdiğimiz mücadelede inşallah başarıya ulaşacağız. Bakın son birkaç ayda faizler yüzde 24'ler seviyesinden yüzde 12'ler seviyesine indi. Çift hanelere çıkan enflasyon yeniden tek hanelere doğru yaklaştı.
Yeni ekonomik programla birlikte ekonomimiz cari fazla vermeye başladı. Daha önce yıllık 60 milyar dolar seviyesinde olan döviz açığını bu yıl kapattık. Bu yıl şu ana kadar 4 milyar dolar düzeyinde cari fazlaya ulaştık. Bu durumu bazı uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da teyit ettiler.
Esnafımızın, iş hayatındaki insanlarımızın, vatandaşlarımızın sıkıntılarının farkındayız. Bu sıkıntıların sebeplerini ve müsebbiplerini de biliyoruz. Sıkıntıları aşmanın yolu, Türkiye'nin büyümesinden güçlenmesinden rahatsız olan, Milletimize kasteden fitne odaklarının isteklerine uymak, onların taleplerine göre hareket etmek değildir. Sıkıntılar, yeni macera arayışlarıyla, kişisel hırslarını her türlü Millet menfaatinin üstünde tutanların denemeleriyle de aşılacak değildir.
Milletimizin feraseti, sabrı, kararlılığı; istikbali gören ve hedefe kitlenmiş güçlü siyasi liderlik ile birlik ve beraberliğimizi, ahiliğimizi, kardeşliğimizi koruduğumuz sürece, aramıza tefrika sokmadığımız sürece Allah'ın izniyle her türlü sıkıntının üstesinden geleceğiz. '