Bu faizle esnaf sorununu nasıl çözecek?
'Bu faiz oranları ile herhangi bir esnafın, çiftçinin kendi problemlerini çözmesi mümkün mü? Elbette mümkün değil' diyen Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tabiriyle 'lebalep' kongreler yapılırken esnafa kepenk kapattırılmasının ise çifte standart olduğunu vurguladı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu haftalık basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Gündemine Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik şartları alan Karamollaoğlu; pandemi ile birlikte daha da derinleşen ekonomik krize de mercek tuttu.
Karamollaoğlu iktidarın Merkez Bankası başkanlarını görevden almasını sert bir dille eleştirerek; “Uluslararası normlarda bir kaide vardır; bir Merkez Bankası Başkanı en azından 5 sene görevde kalır. Yani biz 20 seneyi 2 senede kat ettik.” dedi.
Sorunu Merkez Bankası’nda aramanın hatalı bir yaklaşım olduğunu dile getiren Karamollaoğlu; artan faiz oranları, döviz kurundaki dalgalanmayı da değerlendirerek yatırımcının Türkiye’de yatırım yapmayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tabiriyle "lebalep" kongreler yapılırken esnafa kepenk kapattırılmasının ise çifte standart olduğunu vurgulayan Karamollaoğlu; güven ve istikrarın yok olduğunu dile getirdi.
Karamollaoğlu esnafın sorunlarına ve ekonomik tabloya ilişkin şunları kaydetti:
Kıymetli basın mensupları;
Pandemi şartlarının etkisiyle Türkiye’de zaten var olan kriz daha da derinleşmiştir.
Ne yazık ki iktidar ve Sn. Cumhurbaşkanı bu problemlere çözüm üretemiyor. Bu sebeple de her geçen gün sıkıntılarımız daha da derinleşiyor.
Ne yazık ki birçok yerde insanlarımız ümitlerini yitirdiği için intihar ediyor ve bu acı olaylar giderek artıyor.
Ekonomik gelişmelere değinecek olursak; ekonomide elle tutulur neredeyse bir şey kalmadı. Sn. Cumhurbaşkanı problemi hep Merkez Bankası başkanlarında arıyor. Son 2 yılda 4 Merkez Bankası Başkanı gördü bu ülke.
Uluslararası normlarda bir kaide vardır; bir MB Başkanı en azından 5 sene görevde kalır, yani biz 20 seneyi 2 senede kat ettik.
MB Başkanları kendi haline bırakılmış olsaydı inanıyorum ki Türkiye bugünkünden daha kötü olmazdı.
Sorunu Merkez Bankasında Arıyorlar
Cumhurbaşkanının kendi makamını muhafaza etmesi istikrarın bir işareti değil, tam tersi her konuya el atıp bunu da ben düzeltirim demesi istikrarsızlığın işaretidir!
Bu şartlar altında asgari ücret artık geçerliliğini yitirdi. Çok değil tam 3 ay içinde geçerliliğini yitirdi.
Enflasyon aldı başını gidiyor! Merkez Bankası faizi %19’u bulursa enflasyonun artmaması mümkün değil.
Şirketler, şahıslar bu faiz üzerinden borçlanıyor ve bu borçlanma akabinde fiyatlar kendiliğinden artıyor.
Para bulamayınca Merkez Bankası faizleri mecburen yükseltiyor, %7-8’leri çok görenler, bugün %19’lara çıkardılar faizi.
Bu faiz oranları ile herhangi bir esnafın, çiftçinin kendi problemlerini çözmesi mümkün mü? Elbette mümkün değil.
Bu şartlar altında bu ülkeye yatırım yapılmaz elbette!
Şimdi, Kanal İstanbul çok ama çok verimli, bize milyarlar kazandıracak bir proje diye takdim ediliyor!
Türkiye’nin en büyük yatırımı olacakmış ve garanti verilecekmiş.
Biz bu garantiyi otobanlarda, havalimanlarında, köprülerde gördük. Milletin iliğini sömürdünüz.
Çifte Standart Uygulanıyor
Şimdi pandemi sebebi ile iş yerleri tekrar kapanmaya başladı.
Bu insanların dertleri ile dertlenilmediği için o sektörler batıyor şu an.
Bunun yanı sıra dolar 8.33 civarında. Manzara gösteriyor ki adım adım bu rakam yükselecek.
Bu rakamın yükselmesi özellikle borcu olanların borçlarını ödeyemeyeceği manasına geliyor.
Bakın, ihracat çok kötü bir durumda. Geçen ay ihracat 31.5 milyar dolar, ithalat 37.5 milyar dolar; aradaki fark 6 milyar dolar.
Bu rakam böyle giderse en azından 60-70 milyar dolar dış ticaret açığı vermemiz söz konusu.
Bugün Türkiye’de en çok kar eden kurumlar bankalar, yurt dışında ise üretim yapan firmalar ilk ona girerler. Bizde ise tam tersi.
İktidar bu şartlar altında işsizliğin artmadığını iddia ediyor. Siz dalga mı geçiyorsunuz?
Muhterem arkadaşlarım, şu anda Türkiye’de yaklaşık olarak neredeyse beş milyon gencimiz işsiz.
İktidar bu gerçekler karşısında dikkatleri başka yere çekmeye çalışıyor.
İktidar çifte standardı başka yerlerde de uyguluyor.
Nerede uyguluyor, lebalep kongrelerde! Şimdi kongreler bitti, kısıtlamalara geri dönüyoruz.
Biz Saadet Partisi olarak kongrelerimizi mesafe kuralına uygun bir şekilde gerçekleştirmeye özen gösterdik.
Buna rağmen valilikler 600 delegesi olan illerde salona 200-250 kişi katılabilirsiniz deyip engellemeye çalıştı.
Muhterem arkadaşlar, bu keyfiliğin bedelini bu iktidar muhakkak öder.
Düne kadar iktidara destek verenler, şimdi yeni tek parti dönemini görünce artık bu iktidara güven kalmadı diyorlar.