Enver Çelebi 'Depremi Değil Kıyameti Yaşadık'

Onları depremin çilesinde ölümün kıskacında yoğurdu kader… Ölümün kenarından döndüler. Sevdiklerini toprağa verdiler…Evleri, dükkanları yıkıldı ancak umutları yıkıldı mı ? 6 Şubat'ta asrın felaketiyle karşı karşıya kalan Adıyaman Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Şanlıurfa illerinde esnaf odaları başkanları esnaf ve sanatkarlar ile görüşen usta kalem Gazeteci-Yazar Fehmi Çalmuk Afetin Esnaflarını kaleme aldı. Neler yaşadılar, neler yaşıyorlar? Esnaf kredileri, devlet yardımları ne durumda ? Ağlayarak okuyup izleyeceğiniz Afetin Esnafları yazı dizisi ve videoları esnafhabertv.com ve youtube kanalında. Kahramanmaraş' da yüzyılın afetini yaşayan esnaf, 'Afetin Esnafları' yazı dizisine konuştu.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Enver Çelebi 'Depremi Değil Kıyameti Yaşadık'

Kahramanmaraş Marangozlar ve Mobilyacılar Odası Başkanı Enver Çelebi ile yüzyılan afetini konuşuyoruz...

Esnafhabertv.com: Sizi tanıyabilir miyiz?

Enver Cebeci: Enver Cebeci, 1965 Kahramanmaraş doğumluyum. Daha önce marangoz ve mobilya imalatçılığı yaparken 1989 da esnafımızın kullanmış olduğu ham maddelerin tedariğine yöneldim. 89’dan itibarinde orman ürünleri ve hırdavat satıcılığı yapmakta olup bu zaman zarfında odamızın yönetiminde yer alacaktan başkan vekili olaraktan ve akabinde 2010 yılından itibarinde marangozcular mobilyacılar odasının oda başkanlığını yürütmekteyim.

 

Esnafhabertv.com: Bu afetlere karşı ahilik töresinin nasıl bir etkisi oldu?

Enver Cebeci: Şimdi afet derken burada ki durum şu Maraş bir deprem yaşadı diyorlar biz ona deprem demiyoruz. Allah bize mahşeri yaşattı çünkü daha önce ki depremleri gördük, daha önce yaşadık en son ülkemiz diğer depremleri ama bu deprem değildi. Mahşeri yaşattı çünkü ilimiz bir anda ilk sabah saatlerinde yıkılan bini geçmiş olan binalarımız vardı bizim bini geçmiş olan bina bu bir anda
depremlerde tıkılacak bir şey değil, depremler koşa süreli olurken bu 90 küsur saniyeyi geçti. Yerin altından vuraraktan sağa sola yatıraraktan kuzeye güneye ve akabinde de dönme vurma şeklinde olaraktan biz mahşeri yaşadık, afeti yaşadık depremi yaşamadık.

Bunun neticesinde vatandaş olarak herkes ilk önce can derdine düştü. Çünkü enkazlarımız çok fazla o günkü şartlar da hava şartlarında kar tipi bir taraftan yağmur bir taraftan herkes sokakta varsa bir aracına atmış yoksa da sokakta
bulunduğu bir yere sığınma durumundaydı. Bunu kendi mahallemizde bile yaşadığımızda.Her taraftan feryat sesleri her taraftan kurtarma bekleyişleri, alanın çok geniş olması illerin çok fazla olması ve yolların kara yolu olsun demir yolu olsun hava yolu olsun aşırı bir şekilde hasar almasından dolayı zamanında ekiplerimiz yetişemedi. Burada ki dar kapsamda insanalar kendi şeylerini kurtardı ama yine de Allah her şeyden önce devletimizin yokluğunu vermesin.

 

Bu durumda bize önce imkanlarını seferber eden devletimize, akabinde her türlü yardımıyla burada ki insanları yalnız bırakmayan Kadir Şinas halkımıza ben şükranlarımı arz ediyorum şahsım, esnafım, ilim adına. Herkes bir şeyler yapamaya çalıştı, bir yaraları sarmaya çalıştı karınca kararınca.Çevre illerimizden imkanı olup da, imkanı olmayıp ta oradan bir ekmek alıp gelip dağıtan, bir yemek yapıp gelip dağıtan, bir su alıp gelip dağıtan bu insanlara anlatılmaz, bu insanların yaptığı da unutulmaz. Bu surumda her türlü imkanı değerler eden devletimiz 11 ilimizin hepsine müdahale etmek zorunda kaldı. Ülkemizin her bir tarafından gerekli iş makineleri gerek ekipmanları şey yaptı ama hasarımız çok fazlaydı. Bunları yaşamak çok farklı bir şey, çünkü biz yaşadık, yaşayan biliyor. Daha önce de söyledim biz deprem değil bir afet yaşadık. O yüzden biz bunu farklı görüyoruz.

Bu arada komşu komşunun bir ihtiyacı var mı önce kendi şey yaparaktan imkanlar dahilinde herkes birbirine yardımcı olmaya kalktı neden mahallemiz de derken bizler dışarda şey yaparken komşularımızın çocuğunu arabalarımıza almaya çalıştık. Bizler yağmur da o soğukta bir şeyler yapabilirdik hiç kimse evinden bir şey alıp çıkmadı gecenin o vaktinde gece elbiseleriyle herkes kendini dışarı attı. Erkekler gençler kendini koruyabilir ama o çocuklar o anneler o yaşlı neneler kendini korumakta acizdi. Bunlar için bir şey yaptık. Akabinde sanayimize geldiğimiz zaman esnaflar yine birbirine halini hattına soraraktan neler yapılacağını, bizde tabi yetkili yerler ile görüşerekten burada bu zaman zarfında gerek kooperatifimiz gerek oda başkanlarımız gerek üst birimimiz esnaf odaları olaraktan devamlı istişare halinde neler yapabiliriz nelerin yapılması gerekli hangi sıkıntılarımızı nelere anlatmamız gerekli bunun çalışması içinde olduk.

 

Yani bir insana nasıl faydalı olabilirsek ben kendi sektörümden pay biçeyim benimdükkanımda yıkılmıştı. Burada ki göründüğünüz hırdavatlar kilitler hepsi yerdeydi. Vatandaş geldi iş yerini açamadı kilidini kırdı. Dediğimiz kelime şu, kardeş al götür imkanın olursa getir, getirmezsen helali hoş olsun. Ne aldığını da bilmiyoruz her taraf üzerinde malzeme hep birbiri üzerinde bunlar zor işler.

 

Esnaflarımız da birbirlerinin çünkü tüm malzemeleri, makine ekipmanlarının malzemelerin altında kaldı. Bunlar kırıldı malzemeler deforme oldu. Odun olmadan kalkacak şekilde elimizden geldiğince yapmaya çalıştım. Bu zaman zarfında da şahsım ve bazı arkadaşlarımız devletimize yük olmamaya çalıştık. Bizler (6:04) yani devletin hasar tespitinde biz onlar bile müracaat etmedik. Niye burada 1 kişi değil 85 milyon bir ülkeyiz biz. Bizler kendi üzerimize düşeni yapmamız lazım, ahilik
gereği de bunu yapar.

 

Her şey devletimizden şunu ver bunu ver dememek lazım çünkü devlette bir büyük bildiğin bir ailedir. Ailenin imkanları olduğu zaman evlatları için en iyisini yapacağına ben inanıyorum. Akabinde devlet imkanlarını, imkanlar dahilinde hepsini seferber etti Allah sağ olsun yokluğunuzu vermesin. Burada anlatmak istediğim şu bazı şeyler yapılırken istişaresiz yapıldı çok aceleye getirilip yapıldı.

Orada o birimleri ilgilendiren birimlerle yani meslek kolu olsun veya diğer paydaşlar olsun onlarla istişare edilip daha iyi şeyler yapılabilirdi. Bir an da imkanlar dahilimde hepsini bir an da yapalım dediler. Buna misal verirsek bazı çarşılar yapıldı. Bunun lüzumu olan yer vardı olmayan yer vardı. Çadırlar dağıtılırken yine aynı şeyler oldu. Bunlar yapılırken daha seri bir şekilde daha disiplinli yapılsa saha farklı olabilirdi benim naçizane görüşüm bu. Bir diğer hasar tespit komisyonu çok çabuk gelerekten daha kişi kendini toparlayamadan gerek iş yerlerine gerek meskenlerine hasar tespit çevre şehircilik bakanlığı tarafından yapıldı.

Çoğu insanımız burada yoktu. Evini açamadı, iş yerini açamadı bazı şeyler dışardan görülerekten veya yan tarafta ki komşulardan bakılaraktan kararlar verildi. Bunlar paydaşlara yapılsaydı bu kadar zaiyat derken itirazların falan olacağını ben tahmin etmiyorum. Çünkü bu arkadaşlarımız çağırılır. Gerek ev yerine gelirse işinin başında olurdu gelen arkadaşlara çalışır daha iyi bir kontrol yapılaraktan buraya bu raporlar verilebilirdi. Akabinde işte artçıların çok fazla alması bizlerin de vatandaş olaraktan her şeyin bir an da çok çabuk unutaraktan tekrar eski seviyemize gelmek istediğimizden biraz insanlar da panikleme oldu. 

Yani sabır denen meftunu biraz daha fazla göstermemiz gerek bence. Çünkü az önce konuşmam da bahsettim biz deprem yaşamadık biz afet yaşadık. Bir afet yaşadığımız da bu 1 ay, 2 ay, 3 ay, 5 ay sonra bu hemen düzelecek diye bir şey yok. Sizlerde görmüşsünüzdür belki çekim yaptığınız da şehir merkezimiz de bizim bir yerimiz kalmadı. Bura tabiri caizse bizim ana damarlarımızda kalbin ana damarı gibi bizim Trabzon caddemiz Azerbaycan bulvarımız şehrimizi ana damarlarında bizim ana damarlarımız gitti. Bura tekrar canlanması için tabi ki belli bir sürenin geçmesi lazım yer altı çalışmalarının yapılması lazım ama burayı da orada ki insanlarımız da mülk sahipleriyle esnaflarımız ile istişare edilerekten yapılsaydı acizane daha farklı olabilirdi daha farklı seçenekler sunulabilirdi. Tenkit ettiğimiz şu bu olayı değil yapılması gerekeni ilgili birimlerle istişare ederekten yaparaktan daha verimli olacağı söylüyoruz. Bunu da söylerken konuşmamın bir yerinde de dedim işte konteyner ihtiyacı, ihtiyacı olan yere de kuruldu olmayan yere de kuruldu. Burada bizim devletimizin daha doğrusu milletimizin parası heba olsun istemiyoruz zor işler ak akçe kara gün içindir diye o kara günlerimiz bizim geldi o ak akçeyi de heba etmememiz gerekir.

 

Esnafhabertv.com: Afet anında ve sonrasında yaşadığınız finans üretim alanında sıkıntılar nelerdi esnaflar olarak?

Enver Cebeci: Şimdi şöyle bizim mesleğimizi ilgilendiren şey şu bizim hitap ettiğimiz kesim malum evler ve şu anda hiç bir inşaat yok benim esnafım üst birimlerime ben bunu raporlarla da yazdım. Gerek yetkili bakanlıklarımıza da dosyalar halinde verdik.Ne çadır ne konteyner kente ne kapı yapabilecek ne dolap yapabilecek sadece tamirat ve tadilatlar ile uğraştılar artı söküm işiyle yani adamın evi gitmiş ağır hasarlı oradan söktürmüş bağına taktırmış veya oradan söktürmüş başka bir yerde muhafaza etmiş ilerde kullanırım diye. Bunun haricinde bizim esnafımıza öyle aman aman bir şeyi yok sadece tamirat tadilat ile inşallah inşaatlar açıldığı zamana evler faaliyete geçtiği zaman bizim esnafımızın işi o zaman açılacak. Tabi buna neden olaraktan bizimkiler açılacak çünkü biz tedarikçiyiz onlar da imalatçı şimdi piyasa arz talep meselesinde şimdi sizin evinizin bir dolaba ihtiyacı yoksa bir kapıya
ihtiyacı yoksa bir oturma grubuna ihtiyacınız yoksa ne yapacaksınız veya bunları alsanız çadıra mı koyabileceksiniz konteynere mi koyabileceksiniz, bunların göz önünde bulundurulması gerekir.


Esnafhabertv.com: Bu sorunların çözümü için neler yapıldı ya da yapılıyor şu anda?
Enver Cebeci: Şu anda zaten geçen hafta bahsettiğimiz Azerbaycan Bulvarı ve Trabzon Bulvarına iki tane yeni temel atıldı sayın bakanımızın teşrifleriyle inşallah oralar biran önce biterse hem biz psikolojik olarak yaşamız olduğum travmadan kurtuluruz. Bizim hayalimiz çocukluğumuzdan beri gelen caddelerimiz
var onlar yok şu anda. Şimdi bunlar tekrar yeniden olduğu zaman gerek görsel olaraktan gerek kullanış olaraktan eskiyi artık bulamıyoruz o gitti, dün gitti. Yarına daha farklı bakmamız için buraların canlanması lazım yani bizler kalkıp da yeni yerleşim yerlerine yapılacak olan caddeler şeyler ayrıdır onlar ayrı ama bahsettiğim bizim ana can damarımız bu iki caddemiz. Yerleşim olsun olmasın oraların
canlanması gerek Maraş demek o iki caddeden ibaret. Batıya genişleyen yerlerimiz var doğuya doğru olan yerlerimiz de var ama bunlarda o iki ana can damarımızı yok edemeyiz yok ettiğimiz de zaten bizim bir şeyimiz kalmıyor. Bizim yaşta ki insanlar şu an da 4-5 yaşında ki çocuklar artık oraları bilmez çünkü 10 yaşından itibaren çocuklarımız da dahil hep o iki caddenin şen şakrak Maraş’ın en büyük
caddesi, en hareketli caddesi olduğunu yani oralarda iş yeri bulmak farklıydı. Bizim törenlerimiz o caddelerde yapılırdı. Tören yapacak zamanımız mı var, yok bayram yapacak zamanımız mı var, yok bu bizim sıkıntılarımız öyle hemen geçecek sıkıntı değil bunun içinde bahsettiğim biraz sabır gerekir, metanet gerekir. Yetkililerimizin de yaptığı işlemleri ilgili o kurumlarla beraber yapması daha farklı olur daha verimli olur kanaatindeyiz.


Esnafhabertv.com: Deprem anında veya sonrasında yaşadığınız sizi çok etkileyen iz bırakan duygusal bir anı anlatabilirseniz?

Enver Cebeci: Burada yaşadığımız öyle 1-2 tane anılar yok. Anıların her biri farklı farklı, ilimizde cenazesi olmayan hiç kimse yok. Herkesin birinci derece olmasa bile 2-3 cenazesi var. Ben kendi çok yakın akrabam için aile mezarlığı almaya gittiğimiz de her tarafın cesetler ile dolu olduğunu, insanların bu cesetlerini getirip otopsi beklediğini, akabinde mezarlığımızda 7/24 defin işlemini sürdü. Allah emeği geçen tüm o görevli arkadaşlarımızdan razı olsun öff bile demeden 7/24 çalıştılar. Bizim cenazelerimizi dışarda bırakmayıp seri bir şekilde defneden tüm görevlilerden Allah razı olsun, emeği geçenlerden Allah razı olsun anılarımız çok ama insanların otopsisinin bitirip de cenazesini defnetmeye beklemesi çok zor bir şey bunları yaşayan bilir, bizler yaşadık Allah bizden sonrakilere ülkemize bir başka ilimize ilçemize beldemize yaşatmasın. Çünkü 50 küsur bin can gitti bu ülkede bu dile kolay. Her ilde 5-10 tane bütün cenaze oluyor günlük ilçeler dahil o bile insanların gününü alıyor. Burada binlerce insanı defnetmek, binlerce insanın DNA’sını almak, otopsisini yapmak, parmak izlerini almak bunlar için de fedakarca çalışan….

 

Bu röportaj   Dünya Esnaf Sanatkarlar Derneği bünyesindeki Ahi Enstitüsü; İçişleri Bakanlığı Sivil toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile yürüttüğü “Ahilik Töresi Afet Bilinci Güvenli Millet, Güvenli Devlet” başlıklılar projesi kapsamında 6 Şubat’ta depremi ve daha sonra sel felaketiyle karşı karşıya kalan Hatay, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya illerinde esnaf odaları başkanları esnaf ve sanatkarlar ile çekilen filmlerden derlenerek yayınlanmaktadır. 

Bakmadan Geçme