- Haberler
- Afetin Esnafları
- Kasım Eren: 2012'de yıkılması gereken hastane mezar oldu
Kasım Eren: 2012'de yıkılması gereken hastane mezar oldu
Onları depremin çilesinde ölümün kıskacında yoğurdu kader… Ölümün kenarından döndüler. Sevdiklerini toprağa verdiler…Evleri, dükkanları yıkıldı ancak umutları yıkıldı mı ? 6 Şubat'ta asrın felaketiyle karşı karşıya kalan Adıyaman Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Şanlıurfa illerinde esnaf odaları başkanları esnaf ve sanatkarlar ile görüşen usta kalem Gazeteci-Yazar Fehmi Çalmuk Afetin Esnaflarını kaleme aldı. Neler yaşadılar, neler yaşıyorlar? Esnaf kredileri, devlet yardımları ne durumda ? Ağlayarak okuyup izleyeceğiniz Afetin Esnafları yazı dizisi ve videoları esnafhabertv.com ve youtube kanalında. Hatay'da yüzyılın afetini yaşayan esnaf, 'Afetin Esnafları' yazı dizisine konuştu.
Taksici esnafı Kasım Eren de Esnafhabertv.com'a o kara gecedeki, kayıplarını, acılarını, çaresizliğini, öfkesini anlattı.
Esnafhabertv.com: Szi tanıyabilir miyiz?
Kasım Eren: Adım soyadım Kasım Eren. Hatay İskenderun doğumluyum. İskenderun otogar taksi de baba mesleği olarak taksi ile devam ediyorum şu an.
Esnafhabertv.com: 6 Şubat'ta neler yaşadınız anlatabilir misiniz?
Kasım Eren: : 6 Şubat depreminde sabah 04:17 de olan depremde yaklaşık 15-20 dakika sonra kaybımızı verdiğimiz yani annemi babamı kaybettiğim İskenderun devlet hastanesine gidip hastanenin komple yerle bir olduğunu gördüm. Yani çok üzüldüm anlatılmaz. Allah kimsenin başına vermesin yaklaşık annem orada 18 gün kaldı her gün gidip geldim oraya her gün gidip geldiğim için orada bütün hastaları görüyordum güvenlikler olsun personeller olsun hemşireler olsun yani 18 gün az değil yani her gün gidip geldik, annemi gördük.
Deprem günü de kaldıkları yeri bildiğim için enkazda seslendim anne baba diye son gün diye babam kaldı annemin yanında refakatçi olarak sabah taburcu oluyordu. Annem taburcu olamadı maalesef biz 3 gün annemi aradık babamı aradık hiç ses vermediler biz dedik ki bir umuttur bekledik 3 gün boyunca gece gündüz orada kaldım. Çok soğuktu hava, şartlar çok zordu hep betonlar birbirinin üzerine düştüğü için ne bir kaldırma yapabiliyorduk makineler gelmeden şey yapmadan sağ olsun eş dost akraba esnaf arkadaşlar bizi yalnız bırakmadı.
Elimizden ne geliyorsa bir şeyler yapmaya çalıştık gece gündüz 3. Günü annemgili odasında bulduk odanın yerini biliyordum hiç ses vermedikleri için odada değildir diye düşündüm 3. Günü yaklaşık 30 cm lik bir boşluktan maalesef annemi gördüm ondan sonra işte dünyam başıma yıkıldı.
Beni kenara çektiler arkadaşlarım esnaf arkadaşlarım olsun ailem olsun onlar bu sefer müdahale etmeye başladılar. Kendi amcam operatördü o çıkardı annemi babamı ilk önce annemi çıkardılar, annem hasta yatağında yatıyordu deprem esnasında kalkmış üstüne oturmuş yatağın üstüne oturmuş o pozisyondayken oda komple yerle bir olmuş sadece yatak hasta yatağının kalınlığı 25-30 cmlik bırakmış odada.
Annemi çıkarınca bana göstermediler sen görme dediler arkasından 2-3 dk sonra babamı çıkardılar babamda annemin orda yatağın arkasında duruyordu. Babamı gördüm son kez yani ondan sonra savcılığa geçtik savcı zaten gelmişti oraya bize defin kağıtlarını verdiler yarım saat bir yasal işlem sürdü yarım saat sonra annemi
babamı bir arabaya koyup kendi köyümüze mezarlığa götürdük.
Sağ olsun arkadaşlar bizden önce gidip mezarları açmışlar annemi babamı oraya defnettik yani orda yoktu çünkü alıp götürmüşler merkez mezarlıkta Musalla taşı bile yoktu. Alıp götürmüşler köyde olduğu için merkez mezarlığa götürmüşler.
Bir masanın üstünde cenaze namazını kıldık annem işe babamın. Bunlar hiç aklımdan çıkmayacak unutamayacağım şeyler sürekli aklıma geliyor. Hele ki hastanenin yanından her geçmem orada kaldığım 3 gün, orada kaldığım süreç onları gördüğüm unutulmayacak şeyler çok zor süreçten geçtik.
Şöyle bir şey de var babamı depremden annemi 6 saat önce akşam 10’da en son ziyaret eden benim, konuştuk daha sonra bir daha konuşmak nasip olmadı, kısmet olmadı. Şunu diyeceğim, üzüldüğüm nokta şudur bu hastanenin maalesef 2012 yılında yıkım kararı verilmiş ve 2012 yılından bu zamana kadar yıkılmamış. Bize söylenen 2012 yılından bu zamana kadar bu hastaneye 4 kere beton dökülmüş, taban sızdırıyor diye, bunu yetkililer de biliyor, görevliler de biliyor.
Neden bu hastane yıkılmadı bu kadar insana mezar oldu. Benim görüşüm annem 2. Katta genel cerrahtaydı. Ben 18 gün gittim geldim. 3 tane oda değiştirdi annem 18 günde 112,113 en son 119 numaralı odadaydı annem ile babam. Benim görüşüm 150 kişiye yakın vefat oldu orada. Çünkü ben deprem esnasında gittiğim de sadece 3-4 kişi dışarıya kaçmıştı geriye kalan herkes hastanenin içindeydi ve çoğu da çıkmadı. 3. günü çıktı, 2. Günü çıktı ve çıktıklarında vefat etmişlerdi çoğu 90’ını vefat etti hastanedekilerin. Sağlık personelleri olsun, refakatçiler olsun hepsi. Çünkü hastane bir anda pres gibi olmuştu, katlar birbirine yapışmıştı yani üzüldüğümüz bu işte. 2012’den beri yıkılması gereken bir hastane yıkılmaması. Zamanında 2012 yılında yerine başka bir hastane yapılacak dendi yapılmadı.
Acaba bu insanlar göz göre göre mi gitti böyle. Deprem bölgesindeyiz biliniyor. Hastanenin yıkılması gerekiyor, bilmiyorum. Ölenlere buradan Allah rahmet eylesin diyorum, hepsinin mekanı cennet olsun.
Bir insanın yani bunlar hiç aklımdan çıkmayacak insanın unutamayacağı şeyler sürekli aklıma geliyor hele ki hastanenin yakınından her geçmemde orda kaldığım 3 gün orda onları çıkardığım süreç unutulmayacak şeyler çok zor bir süreçten geçtik he şöyle bir şeyde var babamı depremden 6 saat önce yani akşam 10 da en son hastanede ziyaret eden benim babamla oturdum konuştum daha sonra bir daha konuşmak nasip olmadı kısmet olmadı şunu diyeceğim üzüldüğüm nokta şudur bu
hastanenin maalesef 2012 yılında yıkım kararı verilmiş ve 2012 yılından bu zamana kadar yıkılmamış bize söylenen 2012 yılından bu zamana kadar bu hastaneye 4 kere beton dökülmüş damdan su sızdırıyor diye yani hastane çürük bunu yetkililer de biliyor yani neden bu hastane yıkılmadı bu kadar insana mezar oldu yani benim görüşüm annem 2. kattaydı genel cerrahtaydı 3 tane oda değiştirdi annem 18 günde 112 113 en son 119 nolu odadaydı annemle babam yani benim görüşüm 150 ye
yakın kişi orda vefat etti ben deprem esnasında gittiğimde sadece 3-4 kişi dışarıya sarkmıştı geriye kalan herkes hastanenin içindeydi ve çoğu da çıkmadı 3. Günü çıktı 2. Günü çıktı ve çıktıklarında vefat etmişlerdi çoğu yüzde 90'ı vefat etti hastanedekilerin sağlık personeli olsun hastalar refakatçiler olsun hepsi çünkü hastane biranda press gibi olmuştu katlar birbirine yapışmıştı yani üzüldüğümüz
bu işte 2012 den beri yıkılması gereken bir hastanenin yıkılmaması zamanında 2012 yılında hastane yıkılıp yerine başka bir hastane yapılıp acaba bu insanlar yani bu insanlar göz göre göre mi gitti böyle deprem bölgesindeyiz biliniyor hastanenin yıkılması gerek çürük bina bilmiyorum artık ölenlere buradan Allah rahmet eylesin diyorum hepsinin mekanı cennet olsun diyorum.
Bu röportaj Dünya Esnaf Sanatkarlar Derneği bünyesindeki Ahi Enstitüsü; İçişleri Bakanlığı Sivil toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile yürüttüğü “Ahilik Töresi Afet Bilinci Güvenli Millet, Güvenli Devlet” başlıklılar projesi kapsamında 6 Şubat’ta depremi ve daha sonra sel felaketiyle karşı karşıya kalan Hatay, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya illerinde esnaf odaları başkanları esnaf ve sanatkarlar ile çekilen filmlerden derlenerek yayınlanmaktadır.