Taşıma Sektörü Gümrüklerde Doktor ve Veterinerlerin 24 Saat Çalışmasını İstiyor

Nakliye  Sektörünün önde gelen  isimlerinden İş adamı İbrahim Kayıkçıoğlu, nakliye esnafının Azerbaycan'a yük taşırken  hiçbir ülkede girişinden ödenmeyen ve görülmeyen bir şekilde  para ödendiğini ödenen 180 ABD Dolarının  alınmamasını istedi.  Kayıkçıoğlu, tır şoförlerinin hakları olan serbest dolaşım hakkında yararlanmak istediklerini özellik ABD ülkelerinde uygulanan Shengen vizesini almakta zorlandıkların belirtti.

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği, Ahi Enstitüsü‘nün İçişleri Bakanlığı Sivil Toplum İlişkiler Genel Müdürlüğü ile beraber  yürüttüğü “Anadolu’nun Ahisiyiz, Üreten Türkiye’nin Hizmetindeyiz” proje kapsamında düzenlenen “Ulaşım ve Taşıma Esnaf ve Sanatkarı Hasar Tespit Raporu Toplantısı”na katılan iş adamı Kayıkçıoğlu’nun  göndüme getirdiği konu başlıkları şekilde:

TIR SÜRÜCÜLERİ VİZE MUAFİYETİ İSTİYOR

Shengen bizi çok fazla engelliyor. Malların serbest dolaşımı, Avrupa Birliğinin 4 temel serbestisinden biridir. Üye ülkeler tarafından birlik iç pazarına sunulan sanayi ürünleriyle belirli kurallar çerçevesinde, birliğe ithal edilen 3. ülke sanayi ürünlerinin, herhangi bir teknik engelle karşılaşmadan serbest dolaşıma girmesi değişmez kuraldır. Bu Avrupa Birliği’nin kuralı, Gümrük Birliği’nde alınan kural budur. Malların dolaşımı serbest kurallara bağlanmışken, burası çok ince bir nokta, malı taşıyacak tır sürücülerimiz için Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye elçiliklerine yaptığımız sürücü vize başvurularımızı genellikle ret ile yanıtlıyor. Vize verilmiyor ya da 20-25 gün veriliyor. Şu anda mesela 1 ay kadar bekliyoruz, bu ret ile de sonuçlanabiliyor. Tırları sürücüler kullandığına göre, vize edinemeyen sürücüler nedeniyle bu mallar nasıl serbest dolaşımda dolaşabilecek? Bu soruya hiç kimse mantıklı bir cevap veremiyor, Avrupa Birliği ’de, bürokratlar da dahil lakin çözüm de üretilmiyor. Malların serbest dolaşımının, tır sürücülerinin serbest dolaşımına bağlı olduğunu, kendileri de ifade ediyorlar. Vize serbestisini biran önce sağlamalarını bekliyoruz. 

TÜRK CUMHURİYET’LERİNE YÖNELİK TAŞIMA PAZARIMIZ, MAALESEF YABANCI PLAKALI TAŞITLARA KAYMIŞ DURUMDA.

2020 Şubat ayında, insanlığı etkisine alan Covid 19 pandemisi nedeniyle tüm dünya durdu. Durmayan tek sektör, bizim lojistik sektörü oldu. İnsanların ihtiyaçlarını taşıyan bu sektörün durması, yaşamın bitmesi anlamına gelecekti. O nedenle bir ülke haricinde, birbirine ticari olarak bağlı ülkeler olası kısıtlamalardan lojistik sektörünü muaf tuttu. Bu tedarik zinciri halkasını koparan tek ülke maalesef Türkmenistan oldu. 2020 yılı     Şubat ayı itibariyle tüm sınır kapılarını kapattı ve halende açmış değil. Türk Cumhuriyet’lerine ulaşımda İran üzerinden gerçekleştirilen taşımalarda önemli bir transit konum barındırmaktaydı. Sınır kapılarını kapatmasıyla, Özbekistan, Kırgızistan, Moğolistan, Afganistan’a yönelik sürdürülen ihracat taşımalarımız, Gürcistan hattına kaydı. Rusya ve Kazakistan, transit olarak gerçekleştirilen taşımalar için, yeterli sayıda transit geçiş bölgesi kotası vermedi. Bu yeterli gelmediğinden hem ihracatımız hem de taşımacılığımız olumsuz bir şekilde etkilendi ve hala etkilenmektedir. Türk Cumhuriyet’lerine yönelik taşıma pazarımız, maalesef yabancı plakalı taşıtlara kaymış durumda. 

RUSYA-UKRAKYANA  SAVAŞI  TİCARET BAKIMINDAN TÜRKİYEYİ KİLİT ÜLKE HALİNE FGETİRDİ

Bugün bu Rusya-Ukrayna savaşı bitecek olsa on yılda tozu kalkmaz. Dolayısıyla Avrupa Birliği ve ABD’nin Rusya ve Belarus’a yönelik ambargo uygulamaları devam edecek. Taraflar arasındaki ticaret dolaylı yollardan sürdürülecektir. Türkiye konumu itibariyle bu ticaretten olumlu etkilenecektir. Halihazırda Rusya ve Belarus plakalı tırlar Avrupa ülkelerine giremiyor, aynı şekilde Avrupa ülkeleri de bu iki ülkeye giremiyor. Rusya ve Belarus tırlarının bu süreçte Türkiye’den başka çıkış kapıları kalmamaktadır.  Türkiye’ye aktarılan ülkelerin varışlı yükleri, Türkiye’den taşımak durumundadırlar. Pandemiyle birlikte Gürcistan güzergahı, zorunlu güzergah haline geldi, Türk Cumhuriyet’lerine ulaşımda, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Ro-Ro ile Ukrayna’ya geçerek Rusya, Ukrayna, Belarus’a gerçekleştirilen taşımalarımız stok hale geldi. Ukrayna limanlarının kapanmasından dolayı, bu 3 ülkeye gerçekleştirilen taşımalarda Gürcistan sınır kapıları çok önemli hale geldi. Yalnız bizim için değil, Rusya ve Belarus için de durum böyle. Bu iki faktörle birlikte, Sarp, Aktaş ve Türkgözü sınır kapılarının her iki yönünde de ciddi tır kuyrukları oluşmaktadır. Elbette sonrasındaki ülkelerde de durum aynı. Rusya – Ukrayna savaşının etkileri kolay geçmeyecektir lakin Türkmenistan’ın sınır kapılarını açması, Gürcistan ile var olan sınır kapılarımızın yoğunluğunu azaltacak yegane faktörlerden biri olacaktır.   

DOKTOR VE VERİNERLERİN, POLİS, GÜMRÜK TESCİL VE MUHAFAZA GİBİ 24 SAAT HİZMET VERMELERİ HALİNDE, SINIR KAPILARINDAKİ YOĞUNLUĞUN BÜYÜK ÖLÇÜDE AZALACAĞINA İNANMAKTAYIZ.

Ülkemize doğudan gelen araçların, doktor, ziraat ve tarım kontrolü yapılarak, ülkemizden transit geçişi gerçekleşmektedir. Ama sınır kapılarımızda sabah 09.00’la 17.00 arası doktor ve tarım kontrol memuru bulunmaktadır. Biz bunu defalarca da talep ettik, tekrar burada da söylemek istiyorum, bunların da normal polis, gümrük tescil ve muhafaza gibi 24 saat hizmet vermeleri halinde, sınır kapılarındaki yoğunluğun büyük ölçüde azalacağına inanmaktayız. Çünkü saat 09.00’la 17.00 arasında geçen araçların işi bitmektedir ama 17.00’den sonra giren yüklü araçlar sabah 09.00’a kadar beklemek mecburiyetinde kalıyorlar. Sabaha kadar beklemekten ötürü gümrükte yoğunluk artıyor, dolayısıyla tıra geçiş yeri kalmıyor. Gürcistan boş tırları bırakmıyor, ülkemize büyük ölçüde boş tır girdiği için, bunlar çok fazla kuyruk oluşturuyorlar. Bu sebeple, bu problemimiz için, hangi bölümler ilgiliyse, onlardan da bir çözüm bekliyoruz. 

HİÇBİR ÜLKEDEN SINIR KAPILARINDA TAHSİL EDİLMEYEN ÜCRETLERİ AZERBAYCAN’A ÖDÜYORUZ.

Üzülerek ifade ediyorum ki, bu savaş bitse de maalesef komşu coğrafyada hiçbir ülkeden sınır kapılarında tahsil edilmeyen ücretleri Azerbaycan’a ödüyoruz. Bakın tebessüm ederek konuşuyorum, Azerbeycanlı kardeşlerimiz alınmasınlar, Türkiye plakalı tırlardan sınır gümrükleri baya bir para tahsil etmektedirler. Mesela, yanıcı eşya denilerek 320 dolar ödüyoruz, bir tek Türk araçlarından maalesef. Bunun yanında devlet yol fonu diye 155 dolar ödüyoruz. Şehir içine giriş ücreti diye 25 dolar ödüyoruz. Bu paraları sadece ve sadece Türk plakalı araçlardan alıyorlar. Bu iki para 180 dolar ediyor artık daha rekabet etme şansımız olmuyor, adam yükü alıp kendisi taşıyor biz de garajımızda boş arabalara bakıyoruz. 

MAALESEF GENÇ NESİL, ŞOFÖRLÜK MESLEĞİNE ÇOK SICAK BAKMIYOR.

En büyük sıkıntımız, genç eleman bulamamak. Ya bu meslek helal emek ve kutsal bir meslektir. Şahsım dahil, kendim 35 yıl bu işi yaptım, mesleğimle her zaman gurur duydum. Maalesef genç nesil, şoförlük mesleğine çok sıcak bakmıyor. Halbuki şu anda dünyada en popüler ve en paralı meslek, aranan meslek şoförlük, Amerika’da, Avrupa Birliği’nde, İngiltere’de ki bunu medyadan da izledik. İnşallah, gençlerimizin bu mesleğe arzulu ve sıcak bakmalarını temenni ediyorum. Saygı ve selamlarımı sunuyorum.

OTO YOLLARDA DA MUAYENELER YAPILMALI 
Kendi özel aracımla Bulgaristan’da seyahat ederken, gerçi Avrupa ülkelerinde daha çoktur da, Bulgaristan’da buna yeni şahit oldum. Bulgar karayolları ekipleri, müsait bir parkta araçları sırayla otobanda tek şerit halinde durdurup, tek tek araçları çıkartıyorlar, sarsıntı makinasıyla, genelde TÜV merkezlerinde olur, lastiklerini, mevsimine göre zincir, takoz, yangın söndürücü, lastik derinliği, teknik aksanlarını, sürüş ihlallerini sırayla kontrol edip, gönderiyorlar. İhlalleri olanları, servise çekilecek olanları, servise yönlendiriyorlar, hafif unsurlu eksiklere de para cezası kesiyorlardı. Böyle bir kontrolü ben kendi ülkemde, mesleğe daha çocuk yaşımda başladım 1981’de, o günden beri şahit olmadım. Kontrol istasyonları açıldı ama onlarda plakaya göre, tonaj ağırlığına, aracın fenni muayenesine bakıyorlar. 

YABANCI ARAÇLAR RADARA DAHİ GİRMİYOR 
Ben yabancı araçlarında hiçbir şeyine baktıklarına inanmıyorum. Trafik polislerimiz bazen görev yapıyorlar, onu inkar etmemek lazım, sürücü ihlallerini kontrol ediyorlar. Trabzon’a sık seyahat ettiğim için, uçağı kullanmam, mesleğim itibariyle hep karayolunu kullanırım. Bu 

Yabancı plakalı araçlar radara dahi girmiyorlar, ben bilmiyorum bunlardan para alınıyor mu? Daha yeni sınır kapılarında alınmaya başlandığını duydum, inşallah başlanmıştır. Bir de otobanlarda, şuan Kuzey Marmara açıldı, oradaki gişelerden zaten geçirmiyorlar, diğerleri de yasaklandı ama HGS olmayan yerlerde de para vermediklerini söylüyorlar. Bunlar, bizim şoförlerimizin bize yansıttıkları, bizzat kendim görmedim. Bu kontrollerin ülkemizde de yapılmasını karayolları makamlarından talep ediyorum. Mesela kışın bizim Karadeniz sahil yolunda kapanmalar oldu, Türkiye’nin her yerinde kış ağır geçti muhakkak ta ben bölgem olarak diyorum. Görele’de hafif bir rampa var, karşı şeritte baktım yol kapanmış, yolda hafif bir buzlanma olmuş, karayolları ekipleri zaten o sıkışıklıkta araya girip tuzlama yapamıyor. Bizim Karadeniz ikliminde yağmur yağar, bir bakarsınız biz ona gölge yerler deriz, kırağı düşer, orası buzlanma yapar. Buzlanma yapmış, bakıyorsun yol kapalı, adam yabancı plakalı, bırak kış lastiği zinciri yok, polis zincirini tak diyor, adam zincirim yok diyor, bu nasıl bir ülke diyorsun. Bulgaristan giriş kapısında, kantarda sorar, kış lastiğin var mı diye sormaya, Ekim 15’de başlar, Mart 15’e kadar sürer. Avusturya, Almanya hepsi trafik kontrollerinde sorar. Bulgaristan, Türkiye Kapıkule’den veya Hamzabeyli’den girerken sorar. Zincirin var mı, ikna edemezsen indirir, bakar, bizim ülkemizde böyle kontrollere ben rastlamadım. Ben bu kadar yurtdışında çalıştım, bugüne kadar hiç rastlamadım, olduğunu da zannetmiyorum. Ülkemizin bu kontrolleri yapması lazım zaten kazalardan belli oluyor. Sürücü ihlalleri, takograf ihlalleri, uykusuz yola gidenler, bunlara yurtiçi taşımalarında da çok dikkat edilmesi lazım. Aracın teknik özellikleri, fren balatası, disk dişi, lastiği, lastik dişi, bunlar Avrupa’da yıllardan beri olan şeyler, artık ülkemizde de olması lazım. Bu yollara bu kontrolsüzlük yakışmıyor. Artık ülkemizin dağı tepesi çift şerit otoban oldu, bu yollara artık lastiğin dişlisi, cıvatası düşmeyecek. Eskiden yollarımız böyle değildi, yapanlardan Allah razı olsun. Trabzon’dan İstanbul’a rahat rahat taksiyle 10 saatte gelebiliyorsun, eskiden öyle miydi? Sıfır yol, araba seni sarsmıyor, arabanı yıpratmıyor, o zaman aracın teknik özellikleri çok güzel olacak, bu kontrolün olması bu yollara yakışır. 

TOPLANTIYA BÜYÜK İLGİ VARDI 

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği, Ahi Enstitüsü‘nün İçişleri Bakanlığı Sivil Toplum İlişkiler Genel Müdürlüğü ile beraber  yürüttüğü “Anadolu’nun Ahisiyiz, Üreten Türkiye’nin Hizmetindeyiz” proje kapsamında düzenlenen “Ulaşım ve Taşıma Esnaf ve Sanatkarı Hasar Tespit Raporu Toplantısı”na şu isimler katıldı:

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği ve Ahi Enstitüsü  Başkanı Fehmi Çalmuk
Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği Onursal Başkanı  Erol Korkut 
Tüm Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Serkan Bakırtaş
Ankara Servis Araçları Esnaf Odası Başkanı  Tuncay Elmadağlı 
Nakliye sektörünün önde gelen isimlerinden İbrahim Kayıkçıoğlu
İstanbul Kamyoncular   Esnaf Odası Başkanı Vekili İhsan Temel 
Ankara Oto Sanatkarı Esnaf Odası Başkanı  Mustafa Arslanoğlu
Hukukçu  Süleyman Kıran

Bakmadan Geçme