.Serkan Akdağ 7 Aydır Oturuyoruz
Onları depremin çilesinde ölümün kıskacında yoğurdu kader… Ölümün kenarından döndüler. Sevdiklerini toprağa verdiler…Evleri, dükkanları yıkıldı ancak umutları yıkıldı mı ? 6 Şubat'ta asrın felaketiyle karşı karşıya kalan Adıyaman Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Şanlıurfa illerinde esnaf odaları başkanları esnaf ve sanatkarlar ile görüşen usta kalem Gazeteci-Yazar Fehmi Çalmuk Afetin Esnaflarını kaleme aldı. Neler yaşadılar, neler yaşıyorlar? Esnaf kredileri, devlet yardımları ne durumda ? Ağlayarak okuyup izleyeceğiniz Afetin Esnafları yazı dizisi ve videoları esnafhabertv.com ve youtube kanalında. Hatay'da yüzyılın afetini yaşayan esnaf, 'Afetin Esnafları' yazı dizisine konuştu.
Serkan Akdağ: İsmim Serkan Akdağ, Hatay İskenderun'dan esnaflarından. Büyük çarşı iş hanı esnaflarından Aker erkek kuaförü işletmecisiydim. 1989 yılında mesleğime başladım, askerlik derken yurt dışı derken 1998 yılında iş hanında kendi iş yerim kurdum. O günden bu güne kadar yavaş yavaş işlerimizi düzene soktuk. İşlerimiz iyiydi Allah'a şükür ta ki 2020 yılında korona virüs başladı o yıllarda. Tabi ilk kapanan esnaf olarak kuaförler, berber, güzellik salonu olarak 6 aylık kapalı kaldık, pandemide 6 ay herhangi bir iş yapmadık. Ondan sonra 6 ay sonra işlerimizi geri açtık. Açtığımızda bir sürü borçlarımızla karşılaştık. Borçlarımız derken tam 1 yıl aradan sonra kendimizi düzelttik,
6 Şubat'ta büyük bir felaket yaşadık. 6 Şubat Pazar günü hiç unutmam okullar 1 hafta ara vermişti çocuklarımızın. Pazar günü akşam çocuklarla oturduk, hanımla yemeğimizi yedik. Çocuklar çantalarını hazırladı. Sabah servis gelip alacak onları, uyuduk. O gün 6 Şubat günü şöyle bir şey oldu. Yataklarımıza gittik çocuklarla beraber, saat gece 1-2 oldu uyku tutmadı. İçimizde sıkıntı oluştu. Dışarı çıkıyorum havada bir tuhaflık var. Kızım oğlum yataklarında ama uyumuyorlar. Oğlum kızım dedim niye uyumuyorsunuz yarın okul başlamayacak sabah servis 6 da gelip alacak. Baba diyor içimizde bir sıkıntı var uykumuz gelmiyor. Olabilir insanlık hali saat hiç unutmam saat 3.30 da bir saha yatağımdan kalktım tabi uyumuyordum. İçimde bir şüphe bir sıkıntı çok kötü bir sıkıntı vardı. Kalktım balkona çıktım kahvemi yaptım, kahvemi içtim. Tam saat 4 ‘tü, yatağa gittim uzanmaya. Baktım ki çocuklar halen uyumuyor. Oğlum kızım neden uyumuyorsunuz şurada 2 saatiniz kaldı, sabah okula gideceksiniz. Baba uyumuyoruz dedi. İçimizde çok kötü bir bilmiyorum baba bir sıkıntımız var dedi. Bende uzandım yatağıma, eşimde yanımda. Tam saat 4.17 geçe şu şekilde 2 ay önce bizde 5.5 bir deprem oldu. 15-20 saniye sürdü. O zaman aşağı indik. 5-10 saniye sürdü. Herhangi bir şey yaşamadık geri evimize çıktık, biz zannettik ki o günkü deprem gibi ufak bir sarsıntı. 4-17 geçe deprem başladı ben 1. katta oturduğum halde inanın ki 98 saniye sürdü. Deprem çok kötü felaket şiddetliydi. Çocuklarımla eşimle kesinlikle evden dışarı çıkamadık çünkü deprem ilk önce alttan çok kötü bir şekilde vurdu. Sonra yanlardan sallamaya başladı. Birde o anda elektriklerimiz kesildi, kapılar kendiliğinden kilitlendi, dışarıya adım atamadık. En sonda şu şekilde 1 dakika geçtikten sonra baktım yapacak bir şey yok yerimizden kıpırdayamıyoruz. 2 çocuğumla eşimle birbirimize sarıldık.Dedik ki herhalde dünyanın sonu. En son hatırladığım şey havaya tavana baktığım anda artık yıkım sanki büyük bir kompresör yukarıdan vuruyor, yıkım yapmaya çalıştı. Dualarımızı okuduk. Sardık birbirimizi dedik ki evimiz yıkılır ölürsek hepimizi bir yerde bulsunlar.
Çok şükür evimiz yıkılmadı, 98 saniye sürdü kendimizi nasıl aşağıya attığımızı bilmiyorum. Dışarı çıktığımızda daha büyük bir felaket çok kötü rüzgar, fırtına, yağmur çok soğuktu. Aşağı indiğimizde çorabımız hiç bir şeyimiz yok, eşofmanlarla inmiştik. O anda eşim kapıyı açtı yukarı kaçtı bir daha Çocuklara giyim çorap alayım derken 3. depremi yaşadık. 98 saniye içinde biz 2 depremi yaşadık. Aşağı indik 1 dakika sonra bir daha depremi yaşadık. Çok şükür bize birey olmadı ama işyerlerimiz, büyük çarşı iş hanı ilk 3-5 saniyede yıkıldı. Bütün emeğimiz yılların emeği, burayı ben 98 yılında işyerimi kurdum. Satın almıştık krediyle çok şükür tam düzlüğe kavuşacağız derken Allah tarafından başımıza bir felaket geldi.
Allah'tan gelen baş tacımız buna itirazımız yok ama Depremden sonra 7 aydır oturuyoruz. Herhangi yaptığımız bir iş yok. 7 aydır herhangi bir destek bir şey almadık. 1.5-1 ay falan oldu. İş merkezi kurdular bize konteyner. 98 tane kuruldu bize buraya. 1.5 ay önce çekiliş yapıldı aldık. Açın falan diyorlar. Tamam, açalım da şu anda 98 tane konteyner da açan 5-6 esnaf arkadaşımız var.
Bir berber benim, yan tarafta çaycımız var. Bir giyimcimiz var, bir telefonumuz var. Baskı yapıyorlar işlerinizi biran önce kurun ama arkadaşlarımız iş yerlerini nasıl kuracak. Bizim iş hanında 600 tane esnafımız vardı. Beyaz eşyacısı vardı, gelinlikçisi vardı, giyimcisi vardı. Herkesin malı göçük altında kaldı. Direk yıkıldı, hiçbir esnafımız bir iğne bile çıkartamadı. Herhangi bir para da vermedi bize. Tamam, açın diyorlar da hangi parayla açacak esnafımız. Bazı esnafımızın 5-6 milyonluk malı gitti, 2 milyonluk malı gitti, 3 milyonluk malı gitti. Bu insanlar nasıl açacaklar. 4 duvar bir konteyner verildi bize üstü sac, herhangi bir eşya verilmedi bize. Bakın dükkanı kurduk nasıl kurduk. 2. El koltuklarımız bak görüyorsunuz kötü durumda tezgahlarımız, sandalyelerimiz. Klimamızı aldık, en düşük bir klima 15-16 bin olmuş, 12 binlik alacak gücümüz yok. Para gelmedi, yardım gelmedi. 7 aydan beri oturuyoruz. Soran yok, tamam size işyeri verdik, buyurun açın. Ondan sonra konteynerimizi aldık. Elektrik saatini bize aldırdı Toroslar EDAŞ zaten 1300 lira saat parası verdik. Sigortaları bize aldırdılar, kabloları bize aldırdılar. 3.500 lira saat ile sigorta parası gitti. Ondan sonra abone 1400 lira. Ondan sonra 5-6 bin lira biz buraya elektrik masrafı verdik. Bazı arkadaşların yiyecek parası yok, nasıl bu parayı karşılasın bu daha ilk abonelik bunun olmaması lazımdı. Şu anda işimize başladık. 7 ay oldu ara vermişiz bazı müşterilerimiz vefat etti, Allah rahmet eylesin. Çoğu müşterimiz, arkadaşlarımız ailece gitti, çoluk çocuk hiçbir şey kalmadı. Bazı müşterilerimiz şehri terk etti. Ankara'ya giden oldu, İzmir'e giden oldu. 10 gündür burada açmışız, günde 1-2 tane müşterimiz geliyor. Hava çok sıcak, klimayı açıyoruz. 7-8 günlük bir klima kullanımımız oldu, oda günde 3-4 saat. Demin mesaj geldi bize Toroslar EDAŞ'dan 980 lira fatura gelmiş. Bununla ilgilenen hiç kimse yok. Nasıl yapacağız nasıl edeceğiz onu da bilmiyoruz. Burası yıkıldığı zaman vergi daireleri geldi. Hasır tespit tutanağı tuttu. Yaklaşık 6 Şubat'ta deprem oldu 20 Şubat'ta hatırlıyorsam raporu tuttu bende kayıtlı. İşte zararınız karşılanacak giden eşyalarımız. 140-150 benim koltuk, mobilya, klimam, televizyonum hepsi gitti. Bu ödenecek size. 7 ay oldu ne ses var ne seda var.
Biz esnaf kültürünü ahilikten gelen bir gelenek olarak yaşatıyoruz ama şöyle bir durum afetten sonra depremden sonra esnaf arkadaşlarımız, kardeşlerimiz çoğunun işyeri yıkıldı, evleri yıkıldı, vefat edenler oldu. Afetten sonra ahilik pek esnaf olarak kenetlenmedik, o şekilde anlatayım. Depremden sonra işte ilk zamanlarda depremden 3-5 gün ara geçtikten sonra sivil toplum örgütleri olarak, iş adamları olarak baya sağ olsunlar ülkemizin 81 ilinden buraya baya yardım yağdı. Yardım gelmedi dersem yalan olur, baya yani gönderenden herkesten Allah razı olsun. Gerçekten 11 ilimiz etkilenmesine rağmen 99 depremini ben Bursa'da yaşadım o anda yoldaydım ama 11 il depremini biz yaşadığımız için gerçekten insanlarımız 81 il olarak çok iyi bir şekilde kenetlendi. Baya bizim Hatay'ımıza baya yardım geldi, o şekilde.
Devletimizden beklentimiz şu Hatay'ımızın nereden bakarsanız %90nı silindi gitti öyle diyelim yıkıldı. Devletimizden beklentimiz esnafların bu borçları, kredi borçları silinsin. Devletimizin esnafların bu şekilde yani borçlarını silmesi, kredi borçlarını silmesi esnafımızın ayağa kalkması için çok önemli olan şeyler. Devletimiz bu şekilde yapmazsa esnaf olmazsa ayağa kalkamaz o şekilde diyelim.
Esnafhabertv.com: Esnaf olarak devletten beklentileriniz nedir?
Serkan Akdağ:Esnaf olarak devletten beklentimiz burası olağanüstü hâl ilan edilmesi lazım çok önemli. Kredilerimizin ödenmesi, baya borçlarımız birikti, borçlarımızın silinmesi. Tamamen silinmesi yani ötelenmesi değil tamamen silinmesi gerek. Biz şu anda yerimizi açtık ama şu anda tek başıma çalışıyorum. Eleman işçi alamıyorum, sigortalarımız yüksek şu anda 4.500-5.000 civarında ödeyemiyoruz. Bunların biraz düşürülmesi lazım esnafın ayağa kalkması için yani isteğimiz bu devletimizden.